28 Mayıs 2012 Pazartesi

Naz' la parmak boyadan kelebek ve tavuk yaptık

 Parmak boya gördü mü deliren bir kızım var benim. Müthiş bir keyif alıyor onlara parmaklarını batırıp batırıp her yanını boyamaktan. O boya kutusunu gördüğü, bulduğu yerde şartlar ne olursa olsun alır bana getirir  açmam için... Açarım ben de, neşeyle, şarkılar söyleye söyleye ve de heryerimizi batıraraktan yaparız boyamızı. 
Evet bazı anneler biliyorum, "heryerini batırmışsın, bu ne hal böyle, böyle şey mi olur..." diye çocuğuna çıkışan. Daha çok yeni yaşanmışlığı var. Hiç öyle annelerden olamayacağım çok şükür ki. Gerekli şartları sağladıktan sonra eviniz hiç batmaz. Boya işlemi bittiğinde de banyo yapmak yine işin eğlenceli kısımlarından. Naz banyoya gireceğini anladığında sevinç çığlıklarını koyveriyor. Zaten önemli olan onun duyduğu mutluluk. O yaptığımız işten bu kadar keyif alıyorsa bir anne olarak ben daha ne isterim...






Minicik parmaklarını boyaya batırıp çılgınlar gibi neler neler çiziyor o parmaklarla. Nasıl mutlu oluyor...




Bu çalışmalarda tek yaptığım doğru yere basmasını sağlamak ve üzerine bazı çizgileri çekmek oldu. Onun dışında istedim ki herşeyini o yapsın, bugünlerden güzel de bi hatıra kalsın. Bu gidişle çoook hatıramız olacak, orası kesin... 





 Bu da annesinden çılgınca kaçan Naz hali. Evdeki merdivenleri çıkmayı öğrenmiş, arkasından "gel annecim, Nazcım" diye bağırdıkça daha da hızlı gidiyor. Hem de sevinç çığlıkları atarak. Büyüdükçe, bizi anladıkça herşey daha da zevkli bi hale geliyor. Onunla yapabileceğimiz şeyler, paylaştığımız zaman artıyor. Henüz 13 aylık bir bebeğin çevresinde olan biteni bu kadar çok anlayabileceğini bilmezdim. Her geçen gün yeni şeyler öğreniyor ve bizi şaşırtıyor hafızasına kaydettikleriyle. 




Ve anne olduktan sonra anladığım kocaman bir gerçek, çocuğunuza doğduğu günden itibaren şekil veren sizsiniz. Yani o aslında sizin yansımanız. Ona ne verirseniz onu alıyor. Başkası yalan. Hani bunları hep televizyondan öğreniyor falan... Koymayın şu çocuklarınızı televizyonun  önüne bu kadar. Daha bir çizgi film izlemişliği yok benim kızımın. Yaşıtları pepenin gecesini gündüzünü takip ederken... "Yemek yerken de mi izlemiyorsunuz?" Hayır izlemiyoruz, çünkü biz yemek yemeyi asla bir oyun haline dönüştürmedik. İlk günden beri en çok buna önem verdim. Yemek saati geldiğinde o da bizimle mama sandalyesine oturur, birlikte yemeğimizi yeriz ve biter. Yemek yemek bir oyun değildir çünkü, eğer oyun olursa, karşısında maymunluklar yapan birileri varsa yada  televizyon izlerken yiyorsa yaptığınız sadece ağzına bişeyler tıkmaktır.  Çocuğunuz ne yediğinin farkında bile değildir. 


Güzel haftalar olsun. 

1 yorum:

Yorumlarınız benim için çok değerli ve önemli. Her yeni fikrin, görüşün, düşüncenin bana katacağı birşeyler mutlaka vardır. Hepinize teşekkür ederim.