soslar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
soslar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Mayıs 2014 Salı

Pesto soslu makarna

Çok özel ve çok güzel, mutfağımızda farklı bir yeri olan nadide bir sos değil midir kendisi...
Hayal dünyanıza bağlı olarak geliştirebileceğiniz onlarca farklı yemekte yada sunumda kullanabilirsiniz pesto sosu. Sadece kızarmış nefis bir ekmeği bile bandıra bandıra yiyebileceğiniz muhteşem bişi...Pesto sos...
Konu ile ilgili malzemeler hep bilindiği üzere, fesleğen, fıstık, zeytinyağı, parmesan, sarımsak işte. Ancak pek çok yemekte olduğu gibi, burada da iş yapım aşamasındaki küçük püflere kalıyor.
Tarif çok sevdiğim Cafe Fernando' dan...Ölçüleri kişiselleştirilmiş haliyle  tam karşınızda...
Ölçüleri elinizdeki madde miktarına ve arzunuza bağlı olarak istediğiniz şekilde değiştirerek sosunuzu hazırlayabilirsiniz.



  • 2 bağ fesleğen
  • yarım su bardağından biraz fazla parmesan peyniri rendesi
  • 1/4 su bardağı çam fıstığı
  • 1/2 su bardağı ceviz (ceviz yerine yalnızca çam fıstığı da kullanılabilir)
  • 6-7 diş sarımsak
  • 1 fiske tuz
  • 1 su bardağı zeytinyağı

Sarımsağı eski usül tuzla güzelce ezin. Sarımsak macun kıvamına gelecek.
 Cevizle birlikte çam fıstıklarını da yada yağsız tavada hafifçe kavurun.
Fesleğen ve sarımsağı robotta macun kıvamına gelene kadar karıştırın.
Üzerine zeytinyağını, Sırasıyla parmesanı ve soğumaya bıraktığınız cevizli fıstık karışımını ekleyin. Hepsi güzelce karışana kadar robotta iyice karıştırın.
Buzdolabında, ağzı kapalı bir şekilde -tercihen cam kavanozda- yaklaşık 3-4 gün kadar muhafaza edebilirsiniz.


Pesto sosu seçtiğiniz herhangi bir yeşillikle ve tadını beğendiğiniz herhangi bir peynirle de hazırlayabilirsiniz. Makarna, karides, pizza, domates çorbası...Tüketim çılgınlığı tamamen size kalmış!

29 Nisan 2014 Salı

İzmir köfte (fırında salçalı patatesli köfte)

Kayınvalidemin en fiks menülerinden biridir bu köfte ve bana sorarsanız muazzam bi yemektir. Hele ki yanında biraz da tereyağlı nohutlu pilavla...


Köfteyi çok seven biri değilim, evde yapılanı pek hoşuma gitmiyor sanırım. Köfteyi yapmak ayrı, kıvamında pişirmek ayrı bir ustalık işi bence. Kalınlığı bile o kadar önemli ki...Bu konuda özellikle yol üzerinde her seferinde uğramayı ihmal etmediğimiz Köfteci Mehmet Zengin' ini tek geçerim. Adamlar bu işi çok iyi yapıyor ve insan o minik minik, tam kıvamında pişmiş, içi lezzet sulu köftecikler hiç bitmesin istiyor!
 Bu haline de pek hayır diyebildiğim söylenemez. Geçtiğimiz hafta sonu da babaannemizdeydik ve kocaman bir sabırla ve iştahla bekledim pişmesini, fırından gelen o nefis kokulara inat...

  • 500 gr yağsız kıyma
  • 1 tane kuru soğan
  • 1 yumurta
  • 1 kase kadar ekmek içi 
  • 3-4 diş sarımsak
  • 1 yemek kaşığı biber salçası
  • 1 yemek kaşığı zeytinyağı
  • tuz, karabiber, kimyon
  • 4-5 tane patates
Sosu için:

  • 1 tatlı kaşığı domates salçası
  • 1 tatlı kaşığı biber salçası
  • karabiber, tuz
  • zeytinyağı
  • toz kırmızı biber
  • 1-1,5 su bardağı kadar su
Patates hariç köftelik malzemeleri bir kapta güzelce yoğurun. Mümkünse buzdolabında en az 2 saat bekletin.
Bu arada patatesleri soyup halka halka doğrayın, kalın olmamalarına dikkat edin. Patatesleri fırın kabına güzelce sıralayın.
Şekil verdiğiniz köfteleri patateslerin üzerine yerleştirin.
Sosu için gerekli malzemeleri de bir kapta iyice karıştırın ve köftelerin üzerine dökün.
180-200 derece önceden ısıtılmış fırında üzeri kızarana, patatesler pişene kadar pişirin.
Annem bu yemeği patatesleri ve köfteyi önce az yağda bi miktar kızartarak yapardı. Elbette öylesi daha bi lezzetli oluyor ancak bu da gayet başarılı. Hem daha az yağlı, hem de daha az vakit alanı...Öyle düşünelim...

1 Nisan 2014 Salı

Muhteşem ıslak kek

Her seferinde "oh iyiki yapmışım, sefam olsun!" dedirten, adeta "ya, yaz mı geliyor, mayo mu, bikini mi, boşveeeer!"e bağlayan nefis bir kek...
Tam bir ev keki, sosunun pişmesi ve çiğ yumurta ihtiva etmemesi de ayrıca muazzam bi durum.


kaynak: ( pastadefteri )

  • 3 yumurta 
  • 1 su bardağı şeker
  • 2/3 su bardağı zeytinyağı
  • 1 su bardağı süt
  • 2 çorba kaşığı kakao
  • 1 çay kaşığı karbonat
  • 3 su bardağı un
Sosu için:

  • 1 su bardağı süt
  • 1 su bardağı şeker
  • 1 çorba kaşığı kakao
  • 1/2 su bardağı zeytinyağı
Şeker ile yumurtaları köpürene kadar çırpın. Ardından sırasıyla zeytinyağı, süt, kakao ve karbonatı ekleyerek karıştırın. Unu eleyerek ekleyin ve yağlanmış fırın kabına krışımı boşaltın. (kare büyük boy bir borcamda yaptım ben, orjinal tarifte de öyleydi.)


Önceden ısıtılmış 170 derece fırında yaklaşık yarım saat pişirin.
Bu esnada sos malzemelerini sos tenceresinde karıştırın. Şeker eriyene kadar sosu ısıtın, sonra ocaktan alın.
Fırından çıkan keki ılıyınca kesin ve üzerine yavaş yavaş sosu gezdirin. Kek sıcak olursa, sosun pişmesine, o da kekin kurumasına neden olacaktır. O yüzden kekiniz ılık olsun.
Şimdi de bu muhteşem şeyi tüketme zamanı...
Ağzınızın tadı hiiiç eksik olmasın.

14 Şubat 2014 Cuma

Kremalı brüksel lahanası

Her yıl en az iki kez alıp, soframa koymaya çalıştığım sebzelerden biridir Brüksel lahanası. Zaten tezgahlarda çok uzun uzadıya göremiyoruz kendisini, ömrü uzun değil sanırım...
Her zaman yaptığım zeytinyağlısının aksine bu kez elimde kapı gibi bir tarif vardı, Cafe Fernando' nun "Kremalı Brüksel lahanası"!
Öyle olunca, elbette bu tarifi hayata geçirmek için fırsat kolladım ben de ve gördüğüm ilk tezgaha hemen yanaştım. Sonuçta lahanalarım poşetimdeydi ve mutluydum.



  • 500 gr Brüksel lahanası
  • tereyağ
  • 1 limon suyu
  • 1/4 su bardağı krema
  • 1/2 su bardağı süt
  • 1/4 su bardağı sebze suyu
  • tuz, karabiber
Lahanaların dış yapraklarını alıp yıkadıktan sonra ikiye bölün ve tereyağ ile yüksek ateşte, lahanayı kahverengileştirin, yani bir çeşit mühürleme gibi düşünün. Bu noktada dikkat edin, kapağını da kapatmayın ki, sebzeniz yumuşamasın.
Sonra altını kısın ve süt, sebze suyu (normal su da olabilir ancak, sebze suyunun kattığı tadı vermeyecektir, dolapta kalan birkaç sebzeden bile kolayca hazırlayabilirsiniz, sebzeleri çok az yağda hafif soteleyin ve su ekleyin ),tuzunu ve biberini de ekleyip, kapağını kapatıp pişmeye bırakın. Yaklaşık 10 dakika karışımı iyice içine çekip yumuşayına kadar pişirin. Piştiğinde kremayı da ekleyin ve ardından ocaktan alın.
Lahanayı tabağa alın ve tavada kalan sosa limon sıkıp tekrar ocağa alın ve 2-3 dakika kadar sosun koyulaşmasını bekleyin. Sonra onu da alıp lahananın üzerine dökün ve afiyetle tüketin.


3 Ocak 2014 Cuma

WAFFLE!


Aylardır içimde yanıp tutuşan evde waffle pişirme aşkı sonunda nihayete erdi ve karşınızda Melike' nin waffleleri...
Wafflenin nutella ile olan sonsuz aşkı dillere destan elbette, ancak inanın ben onu sadece bal ve fındıkla da sınırsız bir mutlulukla tüketiyorum. Bir kere hamurunu pişirdiniz mi zaten gerisi, yani yaratıcılığı size kalmış, türet türetebildiğin kadar! Yayılsın eve muhteşem vanilya aroması, gevrek waffle tadı...



 ( kaynak: pastadefteri )

  • 2 yumurta
  • 1 yemek kaşığı şeker
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 1,5 su bardağı un
  • 1 su bardağından biraz fazla süt
  • 1/4 su bardağı sıvıyağ
Üzeri için: ( aslında bu konuda tamamen özgürsünüz ancak yine de...)

  • nutella
  • biraz meyve ( kivi, çilek, muz...)
  • fındık, fıstık...
  • parça çikolata
  • vee vanilyalı dondurma, en çok bu yakışıyor waffle denen şeye bence...

Yumurtaların akını ve sarısını ayırın. Akını vanilyanın yarısı ile iyice köpürene kadar çırpın. Bu durum, wafflemizin güzelce kabarmasını sağlıyor.
Sarısı ile şekeri ayrı bir kapta çırpın.
Akının üzerine süt, sıvıyağ, kabartma tozu, kalan vanilya ve tuzu, en son unu ekleyip iyice çırpın.
En son ayrı bir yerde çırptığınız yumurta sarısı- şeker karışımını ekleyin ve ısınmış makineye bir kepçe karışımdan dökerek güzelce pişmesini sağlayın.


Pişen wafflelar sıcakken üzerine nutellayı sürün bolca. Ardından istediğiniz meyveler, fındık, fıstık, jelibon, çikolatalı karamelli soslar, pudra şekeri, çikolata....O kadar çok seçenek var ki, tercih ve yaratıcılık size kalmış.
Sonrasında da hoop gümm! Ve o nasıl bir mutluluktur öyle!




14 Haziran 2013 Cuma

Patlıcanlı ezme

Hafta içi alelacele yaptığımız kahvaltılardan olsa gerek, hafta sonu sofrası çok özel olmalı bizim için. Uzun uzun sohbetler edilip, sayısız bardak iyi demlenmiş, şekersiz çaylar içilmeli mesela. Bu çay meselesini, daha doğrusu şekersiz çay meselesini bi türlü benimsetemedim sevgili eşime. Herşey insanın içinde başlıyor ve bitiyor aslında. O kadar inatçı ki bu konuda, başaramıyorum ben de.  Bir miktar gelişme kaydettiğimin farkındayım aslında, en azından iki şekerden teke düşürmeyi başardım. Ama ben hala yitirmedim umutlarımı, elbet bir gün o da olacak, şekersiz içilecek o çay!
Benim şekeri bırakmam ise 13 yıllık bir geçmişe dayanıyor. Taa üniversite yıllarına...Kaldığım yurdun kantininde hergün onlarca elin girdiği o !şeffaf! şeker fanusu şekerden buz gibi soğumama yetti de arttı bile. Tabi bir de kirli çıkan yada mütemadiyen bulunamayan çay kaşıkları hadisesi var. Ama en etkilisi o fanus oldu, ve o eller...
..........................
Bizim memlekette hele ki salça yapma dönemindeysek mutlaka yerini alır kahvaltı soframızda. Tazecik domates kokan, bayrak kırmızısı, el yapımı o salçalar tadından yenmez elbette. Üzerine biraz zeytinyağı, belki biraz da kimyon ve pulbiber ki o da benim tercihim, nefis olur...Domatesten sonra biber salçaları yapılmaya başlanır evlerde. O koku, o gizlice salça aşırmalar, o tadına doyulmazlık halleri... Sonra da her iki salça belli oranlarda biraraya getirilerek kahvaltılık soslar, çemenler yapılır, bambaşkadır o günlerin tadı, kokusu...
Ben de vakit buldukça, ekmeğin üzerine sürme kültürümüzü devam ettirme adına, yaparım bu soslardan. 
Bu ezmeyi de gördüğümde tereddütsüz yapmaya karar verdim, işin içine balkonumun tazecik nanelerinin aroması da eklendi ve mmmm... 



Kynak: CafePortakal
  • 2 su bardağı kadar közlenmiş patlıcan
  • 1 tane közlenmiş kırmızı biber
  • 1 yemek kaşığı tepeleme yoğurt
  • 1 yemek kaşığı tepeleme biber salçası
  • 1 yemek kaşığı tepeleme domates salçası
  • 1 yemek kaşığı galeta unu
  • 1 çay bardağı zeytinyağı
  • birkaç dal maydanoz
  • birkaç dal taze nane
  • karabiber, pulbiber, kimyon
  • 4 diş sarımsak
Tüm malzemeler mutfak robotunda pürüzsüz kıvama gelene kadar karıştırılır, ekmek eşliğinde afiyetle yenir.



31 Mayıs 2013 Cuma

Kalamar tava ve tarator sos

Bayılıyorum bu muhteşem çıtırlığa...
Bir de sosu yanında, onsuz olmaz elbette...Ben her seferinde sosu biraz bol tutuyorum, eşimle ekmeğimizi bandırıp, tabağı tertemiz yapıp bırakıyoruz vallahi!
Balık sofrasına mükemmel uyum sağlar, ama sırf keyif için tek başına yapılıp, yanında tercih ettiğiniz güzel bir içeceğinizle birlikte unutulmaz bir ana dönüşebilir. Yanında bir de keyif veren insan ya da insanlar ile birlikte elbette...


Kalamar halkalar halinde alınır ve mutlaka bir gece marine edilerek bekletilmesi gerekir.
Marine için:

  • 1 çay kaşığı tuz
  • 1 çay kaşığı şeker
  • 1 şişe soda
  • yarım limon suyu
Bu öiçüler yarım kg kadar kalamar için yeterli gelecektir.
Bir gece boyunca bu sosta ve buzdolabında beklettiğiniz kalamarı ertesi gün çıkarıp pişirmek için ise:

  • küçük bir kase un (ben tam buğday unu kullanıyorum, o yüzden böyle esmer esmer oldular iyice)
  • 1 çay kaşığı tuz
  • kızartmak için zeytinyağı


Sularını şöyle bir süzdürdüğünüz kalamarları un ve tuz karışımına bulayın. 
Kenarları yüksekçe olan ve kolay ısınan bir tavaya kalamarın içinde hapsolacağı yani içine gömüleceği kadar bol miktarda yağ koyun. 
İyice ısınan yağa kalamarların bir kısmını atın, çok fazla kalamarı bir arada pişirmemeye gayret edin. Zira yağı soğutmadan çok kısa bir sürede pişmeleri gerekiyor. 2 ila 3 dakika kadar yüksek ateşte pişen kalamarı hemen ocaktan alın. Pişirme süresi çok önemli, çünkü az pişerse çiğ kalır yenmez, çok pişerse de lastik gibi olur, tadı olmaz. Altın sarısı rengini bulduğunuz o ilk bir iki dakika içinde hemen ocaktan alıp yağlı kağıt serdiğiniz tabağa koyun.
Sıra geldi sosuna:
  • 4 yemek kaşığı yoğurt
  • 2 yemek kaşığı mayonez
  • 2 yemek kaşığı galeta unu
  • yarım limon suyu
  • 2-3 diş dövülmüş sarımsak
  • tuz
Bu karışımı güzelce karıştırarak sos tabağına alın, yanında çıtır çıtır kalamarlarınızla birlikte bandıra bandıra lezzetin dibine vurun.
Of, nefis!
Sanırım bu akşam tekrar kalamar pişecek bizim mutfakta!


29 Haziran 2012 Cuma

Muhammara yada kahvaltılık sos


Antep ve Hatay mutfağına ayrı bir düşkünlüğüm var. Tepeden tırnağa her yemeklerinde ayrı bir özen, ayrı bir lezzet var. İyi ki biz oralarda yaşamıyoruz, yoksa eşim de ben de fazla kilolarımızla baş edemezdik herhalde.
Sık yaptığım bir kahvaltılık sos olmakla birlikte yapımı da en çok beş dakikanızı alır. Bazıları içine kızarmış ekmek içi de koyuyor ama ben pek tercih etmiyorum. Bu haliyle bu tadı seviyorum.


Tabi şöyle de bir gerçek var, yapıldığı anda " baksana bi tadına olmuş mu, nesi eksik!" derken yapılan muhammaranın büyük bir kısmı o anda bitiveriyor. Ekmeği batırıp batırıp "dur bakayım olmuş mu acaba?" diyorsunuz...
Ben konserve halinde sakladığım közlenmiş kırmızı biberden de koydum, 4-5 tane kadar. Varsa kullanabilirsiniz siz de.
  • 5 yemek kaşığı biber salçası
  • 2 yemek kaşığı domates salçası( hazır salça kullanılabilir)
  • 1 diş sarımsak (dövülmüş)
  • 1,5 su bardağı ceviz yada fındık (dövülmüş)
  • kimyon
  • zeytinyağı
  • karabiber
Bütün malzemeleri blendırınızın doğrayıcı bölümüne koyun ve güzelce karışmasını sağlayın. O zaman sarımsağı ve cevizi önceden dövme işlemine tabi tutmanıza gerek kalmıyor.
Ağzı kapalı bir kapta ve buzdolabında uzun süre muhafaza edebilirsiniz.