18 Haziran 2014 Çarşamba

Döküm tencere ve tavalarım ve dökümde ızgara çipura

Kim ne derse desin balık dendiğinde tek bir balık için şimşeklerim çakar benim, o da çipuradır. Bu yaşıma kadar, deniz ürünleriyle biraz geç de tanışmış olsam, tatmadığım balık pek yok gibi...Her seferinde bi heyecanlanıyorum, bi umduğunu bulma, çıtayı bi tık yükseltme hevesine giriyorum ama yok, olmuyor. Benim çipuramdan aldığım tadı başka hiçbir balık bana vermiyor. Yani balık ve tüm deniz ürünlerine aşığım, ama o daima ilk sırada...



Tabi herşeyde olduğu gibi, neyi, nasıl pişirdiğiniz çok çok önemli. Hayatımıza önce döküm tava, sonra da tencerelerimiz girdi. Yapandan, edenden, düşünenden, üretenden Allah razı olsun. Onlar geldi geleli diğerlerinin pabucu dama atıldı ve evdeki tencere, tava nüfusu tarafımdan azaltıldı. Çook da iyi oldu.
Önce teflonlar, sonra da seramikler kalktı hayatımızdan, malum seramiklerin de teflonlardan kalır yanı yokmuş. Dolayısıyla şu an mutfağımda toprak ve döküm tencerelerimden başka pek bişi kullandığım yok.
Bir kere ısıdan da acayip tasarruf ediyorsunuz, çünkü döküm, ısıyı eşit olarak dağıttığından yemeğin her tarafı aynı oranda ve daha kısa sürede pişiyor. Altını kapattıktan 5 dakika sonrasında bile hala pişmeye devam ettiğini de hesaba katarsak...
Izgara tavada da balık, tavuk, köfte, et nefis bir şekilde adeta mangal tadında pişiyor sıfır yağ ile...Görsel olarak da başarılı aynı zamanda. Tek yapmanız gereken döküm tencere yada tavanın 8-10 dakika kadar iyice ısınmasını beklemek. Ardından eti yada balığı üzerine koyun ve cızır, cızır, cızır...Hiç yapışmadan pişmesi için de önemli bir detay!
Bu şekilde kurallara uyarak pişirme yaptığınızda temizlemede de sorun yaşamıyorsunuz.
 Tencereleri almadan evvel iyi bir araştırma yapmıştım ve okuduğum en etkileyici cümle; "miras bırakabileceğiniz kadar uzun ömürlü, dayanıklı ve sağlıklı" olmuştu.




Dolayısıyla üzerinde pişen her yemeğe ayrı bir tat ve lezzet katıyor bu dökümler. Şimdi de benim yapmayı en sevdiklerimden biri var, çipuraa!

  • iki adet çipura
  • tuz
  • ezilmiş sarımsak + zeytinyağı
Balıkları güzelce yıkayıp temizleyin. Suyunun süzülmesi için 15 dakika kadar izin verin onlara. Eğer vakit yoksa kağıt havluyla da kurulayabilirsiniz.
Ardından balığın içini dışını güzelce tuzlayın.


Döküm tavayı iyice ısıtın. (8-10 dakika kadar )
Balıkları tavaya yerleştirin. Dilerseniz boş kalan kısımlara benim her zaman yaptığım gibi soğan, biber, domates, patates gibi istediğiniz garnitürleri doldurabilirsiniz. Bi keresinde ikiye böldüğüm kırmızı kapya biberlerinin ortasına da keçi peynirini doldurdum ve sonuç mükemmel oldu. Farklı fikirler denemek mümkün yani...
Bir tarafının kızardığından emin olduktan sonra diğer tarafını çevirin ve bu noktada sarımsak+ zeytinyağı (severseniz birkaç damla limon suyu da ekleyin bu karışıma) karışımını bir fırça yardımıyla balığın üzerine sürün. Her iki tarafı da kızardıktan sonra onu çok bekletmeyin, afiyet olsun.


Bu foto ev yapımı değil, yalnız dikkat çekmek istediğim bir nokta olduğu için burada. Balığın altındaki ekmekler! Nefis bir buluş! Balığı tavadan aldıktan sonra yerine hemen birkaç dilim ekmek koyun ve altını kapattığınız halde, hala devam eden enerjiden yararlanarak ekmekleri hafif kızartın. Hafif yağlı ve kızarmış ekmeklerin üzerine oturttuğunuz balıkları yemenin tadına doyamayacaksınız!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız benim için çok değerli ve önemli. Her yeni fikrin, görüşün, düşüncenin bana katacağı birşeyler mutlaka vardır. Hepinize teşekkür ederim.