tatlılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tatlılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Haziran 2018 Çarşamba

Nutellalı sütlaç

Kargodan, içinde ne olduğunu bilsem bile paket almayı çok seviyorum. Mutluluk verici buluyorum. Ultra...
Geçenlerde fikrimühim tarafından gönderilip elimize geçen Nutella paketi de aynı oranda mutluluk vericiydi. İçinden çıkan tarif defteri de en çok Naz' ı sevindirdi. "Bir sürü yeni tarif yazacağız buraya değil mi anne?"




Hemen ardından sütlacı nutellalı deneme fikrine "evet!" dedik ve sonuç...
Akşamına kızlar tarafından tüketildi...

  • 1 litre süt
  • 1 su bardağı şeker
  • 1/2 su bardağı pirinç
  • Nutella
  • ince kıyılmış fındık



Ben pirinci suda haşlamakla başlıyorum işe. Böylece pirinç daha çabuk pişiyor ve iyice salıyor kendini suda. Sütte pişirince aynı sonucu alamıyorum.
Pirinci 1- 1,5 bardak kadar suda iyice haşlayın.
Ardından pirince süt ve şekeri ekleyin ve sürekli karıştırarak pişirin. Kıvamını aldığında ocaktan alın ve kaplara paylaştırın.


 Soğuyunca üzerine fındık serpin ve nutella ilavesiyle servis edin, sütlaca farklı bakış açısı geliştirin. Benim kızlarımın sütlaca olan ilgileri zayıftır, ancak nutellalı olunca hayır diyemediler.

17 Eylül 2014 Çarşamba

Sakızlı muhallebili kemalpaşa tatlısı

Yaz tatilinin başında Çanakkale' ye giden ve orada epeyce vakit geçiren eşimin ailesi dönüşte bize Biga Peynir Tatlısı getirmişler. Yani ne farkı var ki bizim Kemalpaşa ile derseniz, ben paketi açtığım anda aldığım o nefis peynir kokusuna başka bi pakette daha rastlamadım.

Ben de sıcak yaz aylarında peynir tatlısının tadını biraz daha serinletmek ve hafifletmek için üzerine muhallebi yapmaya karar verdim. Seçimim sakızlı muhallebiden yana oldu çünkü bizim evde en sevileni o...




  • 4 su bardağı süt
  • 3 çorba kaşığı nişasta
  • 3 çorba kaşığı un
  • 1 su bardağı şeker
  • 100 gr tereyağ
  • 2 adet damla sakızı
  • 1 paket Kemalpaşa tatlısı
  • Pakette yazdığı kadar şeker ve su



Kemalpaşa tatlısını pakette yazdığı üzere pişirin ve soğumaya bırakın.
Damla sakızını güzelce ezin. Tencerede süt, un, nişasta ve şekeri karıştırarak pişirmeye başlayın. Göz göz olunca ocaktan alın ve damla sakızını, tereyağını ekleyip yüksek devirli mikserle 5 dakika kadar çırpın. 


Soğuyan Kemalpaşaların üzerine -ister porsiyonluk, isterseniz bir tepsiye sıralamak suretiyle- hazırladığınız muhallebiyi dökün ve tekrar soğumaya bırakın. Soğuduğunda ki gerçekten çok güzel oluyor, afiyetle tüketin...



3 Temmuz 2014 Perşembe

Limonlu sütlaç

En sevdiğim...
Galiba içine limon değen herşeye bi güzellik geliyor, bi tazelik, bi hoşluk, nefis bi aroma...



  • 1 litre süt
  • 1 su bardağı şeker
  • 1/2 su bardağı pirinç
  • 2 yemek kaşığı nişasta
  • 1 limon kabuğu rendesi


İşe pirinci yıkayıp, sıcak su ile ıslatmakla başlayın. Bunu en az 1 saat önceden yapmalısınız. Pirinçlerin suyunu döktükten sonra elinizle pirinçleri ezin. Böylece pirinçler kırılacak ve ağza daha yumuşak ve pirinç olduğunu belli etmeyen bir halde gelecek.



 Tencereye 1 bardak su koyun ve önceden ıslattığınız pirinci ara sıra karıştırarak pişirin. Bu iş için çırpma teli kullanın. Pirinçlerin piştiğine emin olduğunuzda tencereye sütü boşaltın. Bu arada pirinç suyunu çekmiş olacaktır. Sütün ısınmasına izin vermeden nişastayı ekleyin ve karıştırmaya devam edin. Kaynayan sütlaca şekerini ve limon kabuğu rendesini de ekleyin, 1-2 taşım daha kaynadıktan sonra ocaktan alın. İsterseniz ocaktan almadan evvel içine 1 paket vanilin ekleyebilirsiniz. 
Servis tabaklarına alın ve soğumaya bırakın. 

8 Nisan 2014 Salı

NEVZİNE!

Şimdiye dek tadı damağınıza değmedi ise, hareketlenin lütfen, çünkü nefis bir tatlı. Üstelik içinde bulunan tahin ve pekmez, insana kendini iyi hissettiriyor.


Kayseri' ye gitmeden evvel de defalarca yemiştim nevzineyi. Hani şu alışveriş merkezlerinde sıkça rastladığımız "Kayseri Mutfağı" adı verilen restoranları her seferinde gider bulur ve illaki mantımı yedikten sonra kapanışı nevzine ile yaparım.
Tabi evde yapılan bamabaşka oluyor, doyasıya yeme fırsatı da cabası!


 Naz bu tatlıyı yemeye de yapmaya da bayıldı aslında. Ben hamuru yoğururken her zamanki gibi yanımdaydı ve birden harekete geçti. Gidip basamağını getirdi, ilgili çekmeceden kurabiye kalıplarını çıkardı, bol bol şekil bastı hamurun üzerine. Sonuç, çook mutlu bir Naz ve en az onun kadar mutlu, musmutlu bir anne...Fotoğraf içinse en "kalıp değmemiş" yerleri kullandık, bulmak pek de kolay olmadı aslında...

  • 1 yumurta
  • 1/2 su bardağı zeytinyağı
  • 1/2 su bardağı erimiş tereyağ
  • 1/2 su bardağı tahin
  • 1/2 su bardağı süt
  • 1/2 su bardağı irice çekilmiş ceviz
  • 1 yemek kaşığı yoğurt
  • 1 yemek kaşığı sirke
  • 1 paket kabartma tozu
  • aldığı kadar un

Şerbeti için:

  • 2 su bardağı şeker
  • 1 su bardağı su
  • 1 çay bardağı pekmez

İşe öncelikle şerbeti kaynatmakla başlayın. Suyu ve şekeri tencereye koyup, şeker eridikten sonra 5 dakika daha kaynatın ve ocaktan alın. Üzerine pekmezi ekleyin ve karıştırın. Ardından soğumaya bırakın.
Diğer tüm malzemeleri kurabiye hamuru kıvamında iyice yoğurun. Fırın kalıbınızı yağlamadan, elinizle hamuru yayın. ( ben büyük boy kare borcam kullandım)


Bastırarak düzelttiğiniz hamuru dilimleyin.
180 derecede önceden ısıtılmış fırında iyice kızarana kadar pişirin.
Fırından çıktıktan 2-3 dakika sonra soğuk şerbetin yarısını tatlının üzerine gezdirin.
Kalan yarısını da dilerseniz servis yaparken kullanın, dilerseniz de 1-2 saat sonra tekrar üzerine gezdirin.

8 Mart 2014 Cumartesi

Haşhaşlı revani

Revaniyi oldum olası severim. Geçan hafta sonu misafirlerimize, epeydir aklımda olan ve açıkcası epey de canımın çektiği bu tatlıyı yaptım. Son derece hafif, içinde haşhaşın çıtırtılarını taşıyan, tadına bakan her çehrenin yüzünde olumlu bir ifade bırakan bu tatlıyı çok geciktirmeden sizlere sunuyorum. Üstelik yapması da çook kolay, kek misali çırp, çırp, çırp, fırına koy. Öncesinde şerbeti hazır edilmiş olsun ama...


kaynak: ( hayat cafe tarifleri )
  • 4 yumurta
  • 1 su bardağı şeker
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1 su bardağı zeytinyağı
  • 1 su bardağı mavi haşhaş
  • 1 su bardağı irmik
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1/2 çay kaşığı karbonat
  • 2 su bardağı un
Şerbeti için:

  • 3 su bardağı su
  • 2 su bardağı şeker
  • birkaç damla limon suyu
İşe önce şerbeti ocağa koymakla başlayın. Su ve şeker eriyip kaynamaya başladıktan sonra altını kısıp 5-6 dakika daha kaynatın, limon suyunu da ekleyin ve birkaç dakika sonra ocaktan alın. Şerbeti tatlı pişene kadar soğumaya bırakın. 


 Yazının başında da belirttiğim gibi kek hazırlar gibi önce şekerle yumurtayı bir güzel çırpın. Köpüren karışıma sırasıyla zeytinyağı, yoğurt, irmik ekleyerek çırpmaya devam...
Ardından kabartma tozu, karbonat, un ve haşhaşı da ekledikten sonra daha yavaş hareketlerle karıştırmaya devam edip artık tatlıyı önceden ısınmış 180 derece fırında pişmeye bırakın.
Belki de tek püfü bu...Tatlı fırından çıktıktan 3-4 dakika sonra, yani ilk sıcaklığını verdiğinde dilimleyip, soğuk şerbeti yavaş yavaş üstüne gezdiriyorsunuz. 
1-2 saat dinlenmesine müsaade ettikten sonra afiyetler olsun size ve sevdiklerinize...



Ha unutmadan, hayat cafenin de tavsiye ettiği üzere üzerine kaymak, dondurma yada krem şanti ile de ayrıca mükemmel bişi oluyor, demedi demeyin!

3 Ocak 2014 Cuma

WAFFLE!


Aylardır içimde yanıp tutuşan evde waffle pişirme aşkı sonunda nihayete erdi ve karşınızda Melike' nin waffleleri...
Wafflenin nutella ile olan sonsuz aşkı dillere destan elbette, ancak inanın ben onu sadece bal ve fındıkla da sınırsız bir mutlulukla tüketiyorum. Bir kere hamurunu pişirdiniz mi zaten gerisi, yani yaratıcılığı size kalmış, türet türetebildiğin kadar! Yayılsın eve muhteşem vanilya aroması, gevrek waffle tadı...



 ( kaynak: pastadefteri )

  • 2 yumurta
  • 1 yemek kaşığı şeker
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 1,5 su bardağı un
  • 1 su bardağından biraz fazla süt
  • 1/4 su bardağı sıvıyağ
Üzeri için: ( aslında bu konuda tamamen özgürsünüz ancak yine de...)

  • nutella
  • biraz meyve ( kivi, çilek, muz...)
  • fındık, fıstık...
  • parça çikolata
  • vee vanilyalı dondurma, en çok bu yakışıyor waffle denen şeye bence...

Yumurtaların akını ve sarısını ayırın. Akını vanilyanın yarısı ile iyice köpürene kadar çırpın. Bu durum, wafflemizin güzelce kabarmasını sağlıyor.
Sarısı ile şekeri ayrı bir kapta çırpın.
Akının üzerine süt, sıvıyağ, kabartma tozu, kalan vanilya ve tuzu, en son unu ekleyip iyice çırpın.
En son ayrı bir yerde çırptığınız yumurta sarısı- şeker karışımını ekleyin ve ısınmış makineye bir kepçe karışımdan dökerek güzelce pişmesini sağlayın.


Pişen wafflelar sıcakken üzerine nutellayı sürün bolca. Ardından istediğiniz meyveler, fındık, fıstık, jelibon, çikolatalı karamelli soslar, pudra şekeri, çikolata....O kadar çok seçenek var ki, tercih ve yaratıcılık size kalmış.
Sonrasında da hoop gümm! Ve o nasıl bir mutluluktur öyle!




19 Kasım 2013 Salı

Aşure ayı ve kuru incir tatlısı

Her yıl olduğu üzere kaynattık tencerelerimizi, yaptık aşuremizi... Yaptık ettik derken, kimseyle değil elbet, yine bir başıma! Kolay iş değil, vallahi değil ancak sonucu pek bi keyifli... Bu yıl her yıldan farklı olarak daha da çok kişiye tattırdım aşuremi..."Allah kabul etsin, ne güzel olmuş" dilekleri yetti de arttı bile yorgunluğumu çıkarmaya.
Bazen düşünüyorum da, yemeye gayet de düşkün sayılabilecek nitelikte bir insanım, severim yani. Bakıyorum çevreme, tüm insanlar seviyor yemeyi, herkes midesine düşkün en az benim kadar. Hatta kilo almayalım diye yemez oluyoruz bir yerden sonra...Eee peki biz bu çocuklara niye kolaycacık yemek yediremiyoruz. "Aaa hadi ben acıktım, zeytinyağlı kereviz mi var, yiyelim hadi! " cinsinden olmuyor çocuklarımız...Yani biz nerede yanlış yapıyoruz da bu çocuklar bizim gibi yemek yemeye bayılmıyorlar yada hepimizde yapılan ortak hata nedir Allah  aşkına?
Var biryerlerde var, bi yanlış var ama nerde? Yada o yaşta asıl ve en çok önemli olan oyun da o yüzden mi tüm hayatımız oyunsallaşıyor. Bizim gibi değil, öncelik oyunda yani. Çünkü oyunla öğreniyor herşeyi... Okuduğum tüm kitaplarda oyunun lideri her seferinde değişsin, oyunda onun sizi yönetmesine izin verin diyor. Naz bayılıyor mesela "annecilik " oynamaya.
-Annecilik oynayalım mı kıcım!!!
-Hadi kıcııım anne de bana!!!
İkimizin de okuldan geldiği o ilk buluşma saatlerimizde açlıktan gebersemde ne mümkün yemek yemek... "hadi oyun oynaalım"
Tamam oynayalım ama bir yerden sonra "annecim bana senin okulundaki gibi yemek vermiyorlar biliyo musun? " deyip, büküp dudağımı acındırmanın dibine vuruyorum.
Sırf tuvalette oturmayı seviyor bari orada da keyifli vakit geçirsin, kursağından biraz da bilgi geçsin diye klozetin karşı duvarı hayvan, sayı, sebze meyve posterleriyle yıkılıyor.Bayılıyor onlara, tabi sonuçta ne oluyor, kendi oturmaktan yorulduğunda:
-Anne çişin var senin hadi yapsana!
- hayır yok annecim
- var var hadi otur da yapsana hadi hadi hadi....şeklinde kıvranmalar devam ediyor. Sonuçta oturuyorsun o klozete...
- ama sana çok yor sorcam tamam mı...
Yor sormak zor sormak anlamında...
Çook keyifli çok eğlenceli elbette her noktası bu sıpayla vakit geçirmenin, sadece uykusu geldiğinde pek çekilmiyor bu çocuklar o kadar. Sanırım uykusu geldiğinde ve acıktığında tüm bireyler başkalaşıyor, ben dahil! Kalktın sonunda yine lafı beslenmeye getirdin ya helal sana Melike!

Haa bu arada benim muazzam ve gerçekten başarılı olduğum konu için yani aşure tarifim için tıklayın lütfen!  Mütevaziyim çok mütevazi...

Aydınlı olmaktan kaynaklanan, incirle özellikle de kuru incirle fazlaca haşır neşir olma durumu bende de var. Kurabiyesi, keki, döneri, tatlısı derken liste her geçen gün kabarıyor...
Bu da en kolaylarından, canınız tatlı çektiğinde yada acil bi misafir alarmında çok işe yarayan cinsten. Koy tencereye üç beş incir, koy ortasına cevizi, dök biraz şeker ve suyu, kaynat azıcık, olsun sana incir tatlısı...Bu kadar basit yani.



  • 7-8 tane kuru incir
  • 1 kase ceviz
  • yarım su bardağı kadar şeker
  • yarım su bardağı su
  • yarım su bardağı süt

Tamamını sütten yapmak pek keyifli olmuyor çünkü süt kendini belli edebiliyor şekil olarak. Onun yerine bu şekilde karışım yaparak yada yalnızca su kullanarak daha başarılı bir sonuç elde edebilirsiniz.
Tencerenin tabanına içine ceviz doldurduğunuz incirleri sıralayın. Hatta sıkıştırın, gevşek kalmasınlar. Üzerine suyu ve şekeri gezdirip kapağını yarımca kapatın ve pişmeye bırakın. Yalnız dikkat edin kullandığınız tencereye göre değişiklik gösterir, o yüzden ölçünüz incirin yarısına kadar suyun gelmesi olsun, bu önemli bir ayrıntı! Şeker eriyip kıvam alana kadar pişirin bu sürede zaten incir de yumuşamış olacak.
Soğumasını bekleyin ve mevsime göre dondurma yada kaymakla servis edin, nefis olur. Tek başına da iyi iş çıkarıyor. Süper bişi işte! Afiyet olsun.

30 Ekim 2013 Çarşamba

Baklava yufkasında tahinli çıtır rulolar

Kuru baklava gibi bişey bu, nefis!
Günlerce de aynı tazelikte kalabiliyor ve aynı tatta...
Yapması da zor değil, tek şart hızlı hareket etmek, aksi takdirde baklava yufkasının kuruması saniyelik iş. Kurumaya izin vermeden ivedilikle hazırlamak lazım ruloları...


Bu tarifi henüz Naz' a hamileyken çalıştığım okulda yemiştim, kendisi aynı zamanda şimdiki okulum da olur niye öyle dediysem...Naz' dan sonra ücretsiz izin falan derken arayı epey açmış olmamdan herhalde...
Hülya hocam yapmıştı, hem tahinli, hem de haşhaşlısından. İkisi de çok güzeldi ama tahinli bir başkaydı vesselam.
O tarihlerde ve daha sonraları çok sık olmasa da fırsat buldukça başına geçtiğim bir tariftir.

  • baklava yufkası
  • 1 su bardağı zeytinyağı
  • 1 su bardağı tahin
  • 1 kase toz şeker
  • üzerine pudra şekeri
  • 1 kase dövülmüş ceviz
Özellikle bayram tatili sırasında Denizli' ye giderken, Kale' de uğradığımız o muhteşem doğal ürünler satan dükkandan aldığımız çifte kavrulmuş nefis tahinle bu tatlının daha da güzelleşeceğine eminim. Memleketimde her yerin ayrı bir güzelliği ve ayrı bir tadı var. Tatil dönüşü dolan taşan arabamız mesela, bolluk bereketle dolu, herkes bişey eklemek istiyor Marmaris' e giden yola...Zevkle kabul ediyoruz biz de! Tarhana, köy bulguru, salçalar, erişte, hiçbişeylere değişmeyeceğim zeytinyağımız, inciri, üzümü, zeytini derken...Kışlık erzak toplanıyor yavaş yavaş. Yolda gelirken eve dönen tüm araçlara bakıyorum, hepsinin hali aynı, herkes yüklemiş memleketinin tuzunu, biberini, düşmüş yola.


Tahinle zeytinyağını bir kapta güzelce karıştırın.
İlk yufkayı tezgaha serin ve bir fırça yardımıyla yufkanın heryerine yağlı karışımdan sürün. Üzerine toz şeker serpin. Üç katı da bu şekilde hazırladıktan sonra en üst kata ek olarak bir de ceviz serpiştirin ve çok sıkı olmayacak şekilde uzun kenarından yufkayı sarmaya başlayın. Bitirdiğinizde iki parmak kalınlığında verev şeritler kesin ve yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine yerleştirin. Tüm yufkaları, daha doğrusu yapabildiğiniz kadarını, çünkü baklava yufkası çok bereketli oluyor, ben ancak yarım paketi kullanabiliyorum bu iş için. Evet tüm yufkaları bu şekilde tamamladıktan sonra kalan yağlı karışımı da ruloların üzerine fırçayla sürün ve önceden ısınmış 180-200 derece fırına yerleştirin.
20 dakika kadar sonra üzeri istediğiniz miktarda kızardığında fırından alın. Soğumasını bekleyin ve üzerine pudra şekeri serpin.
Çıtır çıtır, doya doya tüketin.

25 Temmuz 2013 Perşembe

Kalbura bastııı!

O kadar çok yedim durdum ki, yılların hasretini gidermek istercesine, fil gibi olup çıkacağımı düşündüm bir ara...
Uzun yıllar olmuş ağzımıza sürmeyeli, ya da aslında adına layık, tadı yerinde, tam istediğim gibisini yemeyeli...Kurabiye, kek, tatlı, ekmek gibi fırına giren hamurlar çıtır çıtır kızarmış olmalı bence...Ki zaten şerbeti yiyince hamurlaşmamış bir kalbura  bastı için fırında güzelce kızarmalarını beklemeniz gerekiyor.




  • 1 yumurta
  • 3 yemek kaşığı dolusu pudra şekeri
  • 125 gr tereyağ
  • 2 fincan zeytinyağı
  • 1 çay kaşığı kabartma tozu
  • 1 yemek kaşığı irmik
  • aldığı kadar un
  • irice ceviz ( 1 su bardağı kadar yeterli gelecektir)
Şerbeti için:

  • 4 su bardağı şeker
  • 4 su bardağı su
  • limon suyu
Tatlı sıcak ( fırından çıktığı gibi), şerbeti ise ılık ama soğuğa yakın bir ılıklıkta olacağından önce şerbet hazırlanmalı. Bunun için suyu ve şekeri kaynatın. Kaynayınca içine 2-3 damla limon suyu ekleyin ve şerbeti koyulaşıp kıvam alana kadar kaynatın ve ardından soğumaya bırakın.
Unu azar azar ekleyerek ceviz hariç tüm malzemeleri karıştırıp yoğurun. Hamur kulak memesi kıvamında olmalı. Dilerseniz bu noktada benim yaptığım gibi cevizi hamura karıştırabilir, yada elinize aldığınız hamur parçalarının ortasını açarak içine ceviz koyup, poğaça gibi kapatabilir ve bu şekilde de pişirebilirsiniz.
İster bir rende, ister bir süzgeç sırtı yardımıyla ön yüzüne şeklini verdiğiniz hamurları 170 derece önceden ısınmış fırında iyice kızarana kadar pişirin.


Fırından çıkan sıcak tatlıya soğuğa yakın olan şerbet dökülür ve arada kaşıkla üzerine şerbet gezdirilerek tüm yüzeyin şerbeti güzelce çekmesi sağlanır.
Dinlenen ve soğuması beklenen tatlılar afiyetle yenir.


15 Temmuz 2013 Pazartesi

Sirkeli galeta unu tatlısı ve Ramazan...

Geçen yıl yayınladığım Ramazan yazım anlatıyor aslında çocukluğumun zihnime yer eden  ramazanını ve aslında çocukluğumu...
Ona duyulan saygıyı, bütünleşmeyi, olmayanı düşünmeyi, elden tutmayı, daha bir gönül almayı, en güzeli paylaşmayı...Yalnızca sofradaki yemeği değil, güzel dinimizi, o güzel değer ve geleneklerimizi, birbirimize olan saygımızı...
Eşimle birbirimize sormadan edemiyoruz, "nerde bizim çocukluğumuzda bize öğretilenler?"
Hele bizim yaşadığımız şehirde Ramazan' ın r' sini hisseden, gören, duyan, bilen varsa beri gelsin....
Daha neler dolar taşar bu yürekten ama kendine hakim olmalı, susmalı bu defa!

İftar sofralarına, hele ki mevsim böyle yazsa daha sütlü tatlılar yakışır belki ama benim gözüm yerlerde sürünen kan şekerimi toplayabilmek için daha kuvvetlisine kaymıştır hep...Aslında bu tarif sütlü ve şerbetli hali buluşturan güzel bir sunum. Yapılmalı, denemeli bana kalırsa.



  • 1 kahve fincanı sirke
  • 2 su bardağı galeta unu
  • 2 yumurta
  • yarım su bardağı şeker
  • yarım su bardağı iri kıyılmış ceviz
  • yarım su bardağı hindistan cevizi
  • yarım su bardağı zeytinyağı
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
Şerbeti için:

  • 1 su bardağı su
  • 1 su bardağı şeker
  • 2 damla limon suyu
Muhallebi için:

  • 3 su bardağı süt
  • 1 yumurta
  • 6 çorba kaşığı şeker
  • 3 çorba kaşığı tepeleme un
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket toz krem şanti
  • 1 çay bardağı soğuk süt
İlk bakışta uğraştırıcı bir tarif gibi gözükse de öyle değil aslında, zaman almıyor.
Yumurta ve şekeri çırpm ateli ile çırpın. Ceviz, hindistan cevizi, zeytinyağı, kabartma tozu ve vanilyayı ekleyip karıştırın. Galeta unu ve sirkeyi de ekleyerek koyu kıvamlı bir hamur elde edin. Yağlanmış orta boy bir fırın kabına, kaşık yardımıyla bastırarak yerleştirin. Önceden ısınmış 170 derece fırında pembeleşene kadar pişirin.

Şerbeti için şeker ve suyu bir taşım kaynatıp ocaktan almaya yakın limon suyunu ekleyin, ılımaya bırakın.
Ilık tatlının üzerine ılık şerbeti gezdirin.
Muhallebi içn soğuk süte yumurta, şeker, un ve vanilya ekleyip ocağa koyun.Koyu kıvam alana dek pişirip 10 dakika mikserle çırptıktan sonra soğumaya bırakın.
Ayrı bir kapta sütle krem şantiyi çırpıp soğuyan muhallebiye ekleyip karıştırın. Karışımı tatlını üzerine yayıp kavrulmuş hindistan cevizi yada antep fıstığı ile süsleyin. Afiyet bal olsun.

25 Mayıs 2013 Cumartesi

Kağıt helvalı kolay pasta

Ardıma dönüp bakmak ve "Ne salakmışım, ne üzmüşüm, ne paralamışım be kendimi, yazııık!" demek istiyorum...
Yaşadıkça öğrenmek bitmiyor vesselam...
.............
Öğretmenler odası dışarı taşındığından beri muhabbetler daha bir koyu, keyifler açık havada daha bir yerinde,  ziller daha çabuk çalıyor ve aynı zamanda!
Okulumuzun çalışkan insanı Ali Bey tarafından avuç avuç toplanmış ve yenmeye doyulamamış ( özellikle sevgili Ayten hocam ve bizzat kendim tarafından) ahududular aşağıda poz verenler. Sadece görüntüsü yetmez mi bunların?..Tadı apayrı bir şey elbette...Muazzam!


Bir de yine görür görmez vurulduğum başka bir şey var, kağıt helvalı bu pasta...
Kağıt helvayı zaten çok severim, bu da cuk oturdu üstüne. Aynı akşam iki koca dilimi ben tükettim, mest oldum. Hatta ikinci dilimi yatmadan henüz birkaç dakika önce tüketip altın vuruşumu yaptım. 
Tabi aynı zamanda başka bir tavsiye size, lütfen pastanızın donmasına izin verin. Aksi takdirde fotoğraflarda da görüldüğü üzere, pastacık henüz kendine gelememiş olacak ve evresini tamamlayamadığından kremasını akıtma eyleminde bulunacaktır.


Malzemeler:
( kaynak: mutfakpenceremden )
  • 4 tane kağıt helva
  • 125 gr çikolatalı tahin helva
  • 3 yemek kaşığı süt
  • 2 yemek kaşığı kakao
  • 1 kibrit kutusu kadar eritilmiş bitter çikolata
  • 1 yumurta

Tahin helvayı sütle krema haline gelene kadar iyice ezdikten sonra içine yumurta, kakao ve erimiş çikolatayı ekleyin. Hazırladığınız kremadan kağıt helva üzerine bir miktar sürün. Aynı işlemi 4 kat için de tekrarlayın. Kalan krema ile pastanın üzerini ve kenarlarını kaplayın. 
Buzdolabında 1-2 saat kadar dinlendirdikten sonra afiyetle tüketin. Farklı meyveler, kuruyemişlerle de renklendirilip tatlandırılabilir kanımca...



26 Kasım 2012 Pazartesi

AŞURE...

Biricik ingilizce öğretmenimiz, "sıra arkadaşım:))" Fatma' ya gelsin bu tarif!
Aşure yapmak için hiç bilgisayar başına oturmadım söylemesi ayıptır. 5 yılı devirdik,( 6. yıla girmemize az sayıda zaman kaldı ilan olunur!) beş yıldır hiç aksatmadım aşure yapmayı çok şükür. Hatta geçen yıl kucağımda Naz' la dağıttık aşurelerimizi, kızımın ilk dağıtım deneyimi...
Bu konuda zerre yardım almamamın sebebi de Hatice Sultan' dır yine. Yıllarca onu o kadar iyi gözlemlemişim ki neyin, hangi sırada ve hangi vakitte konacağına dair hiç tereddütüm olmadı  şimdiye dek.


Muharrem ayı gelmeden benim aşure nöbetlerim başlamıştı çoktan. Hatta geçen hafta sonu , akşamın bi vakti ben "aşure" diye tutturunca çaresiz kalan eşim Bolulu hasan ustaya yetiştirdi bizi. Evdeki gibi değil ama acil durumlar için birebir. Normali böyleyken siz benim hamile hallerimi bir düşünün bakalım...


Gelelim ölçülere, ilk günden beri zorlandığım tek konuya! Herşeyi göz kararı yaptığım için bu seferde yine aldım kağıdı kalemi elime, gözümün kararını ölçüye döktüm.

Ana malzemeler:

  • 4 su bardağı haşlanmış buğday
  • 2 su bardağı haşlanmış nohut
  • 2 su bardağı haşlanmış kuru fasulye
  • 5,5 su bardağı şeker
Arzuya göre içine ilave edilenler:

  • 1 kase minik minik doğranmış kuru kayısı
  • 1 büyük kase kuru üzüm (bir gece önceden şişsin diye sıcak suda ıslatılmış)
  • 1 kase fındık
  • yarım portakalın minik minik doğranmış kabuğu
  • 1,5 su bardağı süt
  • 3 yemek kaşığı nişasta
  • 40 gr ( 1 paket ) dolmalık fıstık
  • 1 kase minik minik doğranmış kuru incir
  • 1 kase önceden sıcak suda ıslatılıp kabukları soyulmuş badem
Üzerine serpiştirilenler:

  • 1 kase kavrulmuş susam
  • 1 tane ayıklanmış nar
  • 1 kase ceviz
Geceden ıslattığınız buğday, nohut ve kuru fasulyeyi iyice pişirin. 
Malzemeler iyice özleşip kaynaştığında sırasıyla badem, fındık, fıstık, kuru üzüm ve portakal kabukları ve kuru kayısıları ekleyin. Kuru incir ve kayısıları özellikle çok küçük doğrayın, zira aşure içerisinde giderek şişip büyüyor, kontrol altına almak lazım...


Sütü ilave edip karıştırın. Bu arada nişasta kıvamını ayarlamamızda, süt ise rengi konusunda bize yardımcı oluyor. 
Nişastayı suda inceltip karıştırarak tencereye ekleyin. Ardından şekeri ekleyin ve son olarak da kuru incirleri ekleyin. İnciri en son koymamızın sebebi dağılmasını önlemek. 
Yanmaz bir tavada susamları kavurun. Susam bizim oralarda aşurelerin olmazsa olmazlarından biridir. 
Ayıkladığınız narı, cevizi ve susamı üzerine dökerek servis yapın. Bu yıl bulduğum pratik bir servis şekli kavanozda sunmak. Uzak mesafeler için elbette. Tavsiye ederim.
Aşure pişen mutfağın bereketlendiğine inanırım ben hep, içim huzurla dolar. Mutfağınızdan bereketin hiç eksik olmaması dileğiyle...


24 Ekim 2012 Çarşamba

Dondurmalı irmik helvası



Mis gibi kokar ya hani kavrulmuş helva, bütün evi sarar onun o kavruk kokusu. Ocak başındakinin kavurmaktan kolu kopmuştur ama bu zevke değer! Şahsen bazen helva diye kıvranırım ben. İçinde az biraz da fıstık varsa, aman Allahım, değmeyin keyfime.
Bu koş- koşuştur günler içinde eşimle değil belki ama kızımla en büyük keyiflerimizden biri tatlı kaşıklamak. Eşimle değil çünkü kendisi tatlı yemekten pek hazzetmez. Kaşıklamak diyorum çünkü kızımın yaptığı işin adı tam anlamıyla bu. Ortada yenecek bişeyler varsa hemen çatal- kaşık dolabını açıp kendine bir adet kaşık seçiyor ve koşarak tabağa yanaşıyor. Önüne çektiği tabağı başlıyor kaşıklamaya. Öyle güzel ki bu halleri...


Tarif, lezzetine çok güvendiğim Yeşil Kividen. Küçük değişiklikler var tabi...Benim yıllardır yaptığım bir tarifim ve ölçülerim var elbet. Ancak bu tarif değişik geldi ve denemek istedim. Tebrik ederim, iyiki denemişim! Ayrıca helvaya dondurma çok yakıştı, hatta nefis oldu.
  • 1 su bardağı irmik
  • 2 su bardağı süt
  • 1 su bardağı şeker
  • 2 yemek kaşığı fındık, ceviz, fıstık ne arzu ederseniz
  • 1 yemek kaşığı tereyağ
  • 1 yemek kaşığı şeker
  • üzerine dilerseniz çikolata sosu
  • İçine mutlaka dondurma!
Şekeri ve sütü tencereye alın ve kaynamaya bırakın. İrmiği tereyağında kavurun ve rengi dönünce fıstığınızı ilave edin.
Kavrulan irmiğe kaynayan sütü ekleyin ve eklerken dikkatli olun. Karıştırarak irmiğin sütü çekmesini sağlayın. 1 yemek kaşığı şekeri ekleyip ocaktan alın.
Arda karıştırarak soğumasını sağlayın.
Çikolata sosunu hazırlayın.
Bir kaseye biraz helvadan koyun ve ortasını açarak dondurmayı yerleştirin. Sonra biraz daha helva ile kaseyi doldurun ve bastırın. Servis tabağına kaseyi ters çevirin. Üzerine biraz sos gezdirin ve afiyetle yiyin.

4 Ağustos 2012 Cumartesi

Damla sakızlı sütlaç




Damla sakızı eşimin favorisi, sütlü tatlılar kızımın. Ben de ikisini birleştirdim, ortaya harika birşey çıktı. Damla sakızlı sütlaç..."Ben bunu daha önce niye denememişim" dedirtti.

  • 1 lt süt
  • 1 su bardağı şeker
  • 2 silme yemek kaşığı nişasta
  • 5 yemek kaşığı pirinç
  • 1 parça damla sakızı

Tencereye biraz su ve pirinci koyup pişirmeye başlayın. Pirinçler piştiğinde sütü ekleyin ve süt ısınmadan nişastayı ilave edin. Çırpma teli ile karıştırmaya devam edin. Kaynayınca şekeri ve dövülmüş damla sakızını ekleyin. Bir taşım daha kaynadıktan sonra ocaktan alın ve kaselere boşaltın. Üzerini tarçın, fındık, antep fıstığı, hindistan cevizi yada aklınıza gelen başka bir lezzetle buluşturun.

Soğuduktan sonra size afiyet olsun.

19 Temmuz 2012 Perşembe

Ev yapımı doughnuts




Hamileyken tanıştım Pınar Reyhan' la. Belki de en doğru yerden hayat hikayesinden, onu tanıdım yani önce. "Anneyim Ben" de o kadar güzel anlatmıştı ki anneliği, altını çize çize, anne olacağım gün için sabırsızlanarak okudum kitabını. 3 çocuklu nasıl da güzel bir anne olunurmuş ondan öğrendim. 




Derken onu takip etmeye başladım, yazdığı gazeteyi, dergisini, en son da internet sitesini. Çok sevdim, çok da severek hep takipteyim. Sevgiyle, çocuğunuzu çok severek ve bunu ona göstererek, "sen bizim için çok önemlisin" diyerek aşamayacağınız engel kalmayacağını ondan öğrendim. Son olarak da bu donutları yapmayı. Evde yapabileceğim hiç aklıma gelmezdi, ta ki Pınar Reyhan ev yapımı doughnuts reçetesi verene kadar. Bayıldım, süper oldu. Ne zaman canım çekse hemencecik yapabildiğim müthiş bişey. Raflarda gördüğümde hep ağzım sulanırdı, şimdi kendi mutfağımda hali hazırda görmek ve "onları ben yapıyorum artık" duygusu mükemmel. Tavsiye olunur. 



  • 2 yumurta 
  • yarım paket kuru maya (aslı yaş mayadır ama ben kurusunu kullanmayı daha pratik buluyorum)
  • yarım su bardağı sıvı yağ
  • 1 tatlı kaşığı tarçın
  • 3 yemek kaşığı şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 4 su bardağı un
Süslemek için: pudra şekeri, bal, erimiş çikolata, antep fıstığı, reçel, meyve şekerlemeleri, hindistan cevizi, siz hangisini arzu ederseniz artık...



Ben bu malzemelerin yarısını kullanıyorum genelde, taze taze sıcak sıcak yiyelim diye. Yarısından 10 tane donut çıkıyor, verdiğim malzemelerden de 20 tane anlayacağınız. Zaten merak etmeyin, ertesi güne kalmıyor...
Tüm malzemeleri bir kapta karıştırın ve güzelce yoğurun. Unlanmış tezgahta 1 parmak kalınlığında açın. Bir su bardağı ile daireler kesin ve yine dairelerin ortasına yeni küçük daireler açın.
Bu şekilde yağlı kağıt serdiğiniz tepside kabarmasını bekleyin. Yaklaşık yarım saat sonra kabardığında kızgın yağda kızartın. Daha sonra henüz sıcakken dilediğiniz süsleme malzemeleriyle donutlarınızı buluşturun. Yağda kızarma işlemini de gözünüzde büyütmeyin şıp diye kızarıveriyorlar, bakakalıyorsunuz ve nefis oluyor...
Donutseverlere ve yeni deneyimleyeceklere afiyet olsun. Sık sık yapacağınız bir tarif olacak emin olun...

6 Temmuz 2012 Cuma

Etimek tatlısı



Çocukluğumun favori lezzetlerinden biridir. Tatlıya olan düşkünlüğüm zaten malum. Öyle ki bazı tatlılar aklıma geldiğinde bile mest olurum ve mutlaka yakın zamanda yapmam ve yemem gerekir. O yüzden internette gezinmeyi pek sevmiyorum. İştah açıyor, çok fena...
Kaymaklı ekmek kadayıfı mesela, offf! Her zaman güzelini bulmak nasip olmuyor. Yaptığım bu etimek tatlısını ekmek tatlısına benzetiyorum biraz. Tatlının şurubunu karamelize ediyorsunuz ve etimeğin tadı da kokusu da değişiveriyor. Arada kalan muhallebili kısımda şeker miktarı çok az, dolayısıyla kaymak tadında diyebiliriz. 
Etimekli kısım için:

  • 1 paket tuzsuz etimek
  • 2 su bardağı şeker 
  • 2 su bardağı kaynar su
Muhallebisi için:

  • 1,5 yemek kaşığı nişasta
  • 4 yemek kaşığı un
  • 750 ml süt (3,5 su bardağı)
  • 1 paket vanilya
  • 1 yemek kaşığı tereyağ
  • 4 yemek kaşığı şeker
Şantisi için:

  • 1 poşet krem şanti
  • 1 su bardağı soğuk süt
2 su bardağı şekeri tencereye alın, ocağın altını yakın ve arada karıştırarak şekerin erimesini sağlayın. Çok fazla yakmamaya gayret edin.
Eriyen şekere kaynar suyu ekleyin. Bu noktada şeker katılaşacak,  telaş yapmayın, şerbet kaynadıkça şeker eriyecek ve karamel rengi bir şerbetiniz olacak.




Şerbeti sıcakken orta boy bir tepsiye dizdiğiniz etimeklerin üzerine dökün, bir kenarda beklemeye alın.
Sütün içine şekeri, nişastayı ve unu alın, koyulaşana kadar pişirin. Koyulaşmaya başladığında vanilya ve yağı ekleyip mikserle 2-3 dakika çırpın.
Muhallebiyi etimeklerin üzerine dökün ve soğumasını bekleyin.
Şantiyi sütle çırpıp, biraz dolapta bekletin, muhallebinin üzerine düzgünce sürün ve tatlıyı dolapta soğutup servis edin. 
Bu sıcak yaz günlerinde buz gibi, hafif ve çok lezzetli bi keyif oluyor. Afiyet olsun.



24 Nisan 2012 Salı

Elma soslu muhallebi




Naz bu muhallebiyi büyük bi iştahla yerken ve sonrasında koca bi kaseyi bitirince  "acaba fazla mı yedi???" diye endişelendiğimi söylemeden geçemeyeceğim. Tatlı dünyasıyla arası fazla iyi olmayan eşim bile "çok hafif olmuş, bitiverdi, yok mu başka?" deyince gayet şaşırttı beni. 
Elma sosuyla muhallebinin uyumu çok başarılı. Açıkcası yapmadan önce elma ile sütlü bi muhallebinin birbirine yakışıp yakışmayacağı konusunda ufak da olsa bi tereddütüm vardı. Ama bir kaşık aldıktan sonra bu muhallebiyi başka başka meyvelerle de denemek gerektiği fikri doğdu aklıma. 

  • 5 tane büyük boy elma
  • 5 su bardağı süt
  • 2 çorba kaşığı un
  • 2 çorba kaşığı nişasta
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket krem şanti
  • 1,5 su bardağı şeker
  • 1 çay kaşığı tarçın
Krem şantiyi 1 su bardağı süt ile çırpın ve bir kenara alın. Geriye kalan 4 bardak sütü, unu, nişastayı, vanilya ve 1 su bardağı şekeri bir tencereye alıp pişirin. Muhallebi kaynayıp, kıvam alınca ocaktan alın. İçine hazırladığınız krem şantiyi ekleyip mikserle çırpın. Ayrı bir yerde kabuklarını soyup, yarım ay şeklinde doğradığınız elmaları, tarçını ve yarım bardak şekeri pişirin. Pişirirken içine çok az su ilave ederseniz kıvamı daha başarılı olacaktır.
Elma sosunun bir kısmını kaselere servis edin. Üzerine muhallebiyi pay edin. En son olarak da kalan elma sosu ile kaseleri süsleyin. Bizim evde ceviz çok sevildiğinden ben üste kalan elma sosuna biraz dövülmüş ceviz ekledim ve öyle servis ettim. Yumuşak bi muhallebiden hafif bi kıtırlığa geçiş oldu böylece. 


Benim fındık kurdum muhallebisinden son kaşığını alırken...
Koca kase biterken bile hala nasıl iştahla yediği belli oluyor sanırım...