27 Nisan 2016 Çarşamba

Arnica bora su filtreli elektrik süpürgesi almayı düşünen, hadi bi daha düşün!

"En pratik" yazmışlar bir reklamda, kendime gelemedim. Benim kendisiyle ilgili en büyük eleştirilerimden biridir oysaki pratik olamayışı...İstese de olamaz ki, aldığı tüm tozu, kiri, pisliği, bilimum artığı suya çeken ve onu senin boşaltmanı bekleyen bi süpürge nasıl pratik olabilir ki...
Çünkü birincisi, o tozu, kiri, kılı, tüyü o kovadan arındırması hiç de sanıldığı kadar kolay ve iç açıcı değildir...
İkincisi, hoop yere bişey döküldü, gidersin, o kocaman cüssesiyle arnicanı olduğu yerden kaldırır getirir, içine suyunu koyar falan filan anca işini halledersin. Pratiklik başka bişi diil miydi???

Üstelik içine koyduğun su miktarı çok önemli. Elbette bi sınır çizgisi var kovada, ancak o çizgiye asla ulaşmamalı, makineyi kullanırken asla fazla sarsmamalı, suyun fazla hareket etmesini önlemelisiniz. Zira dört yıllık geçmişimizde iki motor yakmışlığım var. Kendisinin en sık karşılaşılan sorunu da buymuş zaten. Motora doğru salınım yapan su zerrecikleri motoru kolayca yakabiliyor, ortamı bi koku sarıyor falan, anlıyorsun, motor gidici....



İlk aldığım zamanlarda, toz torbalı bi süpürgeden sonra, o hepa filtrenin tüm ince tozları içine çekişi, ortamda bi toz kokusu, geniz yakıcı birşey kalmayışı falan acayip mutlu etmişti beni. Evet belki de en güzel özelliği bu, ortamda toz kokusu kalmıyor ve tozların havada uçuşmadığını hissettiriyor. Ancak ben artık çok samimi söylüyorum, o içine herşeyi çekebildiğimiz sulu karışımı temizlemekten ciddi anlamda yıldım. Dök suyu gitsinle olmuyor çünkü, illa eliniz değecek, zira saçlar falan sıkışıp kalıyor borucuklara...İçine kırıntı falan çektiyseniz yahu bunu şimdi nereye döksem kaygısı falan...

Bunun yanında güzel bi turbo başlığı var ki çok işe yarıyor.
Motoru oldukça güçlü, çekim gücü yüksek.

Ancak bu benim için arnicamın son zamanları, artık onu temizlemek istemiyorum, kaldıki içinde beklerse o suyla korkunç bir koku hasıl oluyor. Eşinle bi bakışmalar falan, ayy nolur sanki sen temizlesen yalvarışları için için...
 Bu motoru da yaktım mı, toz torbasız on numara bi makine almak istiyorum kendime. Fiyatı oldukça ekonomik, hatta benim dört yıl önce verdiğim paraya çok rahat aynından alınabilir. Bu da cazip gelebilir ancak unutmayın, herşey para değil, parayla ölçülemeyen değerler var. Ben bile dört yıl önceki gibi değilim, tiksiniyorum canım...
İki katı, üç katı, gerekirse dört katı para verip mutlu olmak, dilediğim zaman rahatça makinemi çalıştırmak istiyorum sonunu düşünmeden. İnsan süpürge yaparken de işin sonunu düşünüp hayıflanır mı yahu. Ha bir de motor sesi çok yüksek, baya yüksek!
Almak isteyen, kullanan var mı diyen, var; memnuniyet, yok!

29 Mart 2016 Salı

Patatesli kek


Bugüne kadar yaptığım patatesli kek tarifim için patateslerin önceden haşlanması gerekiyordu. Dolayısıyla bu benim için ekstra bir aşama ve bu da beni kasan bişi... Yani ben her anne gibi zamanı kıymetli bi insanım ve mümkün olduğunca yaptığım herşeyin zamansal pratikliğine ihtiyacım var, bi de beyinsel!!!

 kaynak: ( gisi tasarım )

  • 3 orta boy patates
  • 1 orta boy kuru soğan
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1 su bardağı sıvı yağ
  • 2 yumurta
  • 1,5 su bardağı un
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1/4 demet maydanoz
  • 1/4 demet dereotu
  • 1,5 çay kaşığı nane
  • 1 çay kaşığı karabiber
  • 1 çay kaşığı pulbiber
  • tuz



Maydanoz, dereotu ve soğanı ince ince doğrayın.
Patatesleri tavla zarı büyüklüğünde doğrayın.
Tüm malzemeleri bir kapta güzelce karıştırıyoruz.
Ardından büyük boy kare borcamı güzelce yağladıktan sonra hamuru içine boşaltıyoruz. Üzerine susam, çörekotu vb. serpebilirsiniz.
185 derece önceden ısıtılmış fırında üzeri kızarıp, içinin piştiğine emin olana dek pişiriyoruz.


3 Mart 2016 Perşembe

Saçaklı poğaça

Hani çocukluğunuzda, belki okul çıkışlarında falan, uğrayıp en sevdiğiniz pastaneye 2-3 tane poşete attırıverdiğiniz o saçaklılar var ya, evdeki minik kuşunuza yapın. Sonra "bak bunları sana yaptım, senin için!" deyin ve nasıl mutlu oluyor, afiyetle yiyor, seyredalın...




  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1,5 su bardağı ılık su
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 1,5 çay bardağı şeker
  • 2 tatlı kaşığı tuz
  • 1 yemek kaşığı mahlep
  • 3 yumurta 
  • 2 yemek kaşığı kuru maya
  • aldığı kadar un
İçine sürmek için:

  • Labne peyniri ( ben biraz da lor karıştırdım)
  • kıyılmış maydanoz
Maya, şeker, ılık su ve sütü karıştırıp 10 dakika kadar kabarması için bekletin.
Bu arada 2 yumurtanın sarısını ayırın. ( Üzerine sürmek için.)
Diğer malzemeleri de mayaya ekleyip, unu azar azar ilave ederek yumuşak bir hamur elde edin.
Hamurun üzerine nemli bir bez sererek 30 dakika dinlenmeye bırakın.


Cevizden küçük, fındıktan büyük olacak şekilde parçalar kopartıp tepside 1 saat daha mayalanmaya bırakın.
Üzerine yumurta sarısı sürerek 180 derecede kızarana kadar pişirin.



Pişip soğuyan poğaçalara ortasından hafifçe bıçakla keserek içine peynirinizden sürün. Peyniri sürerken hafifçe dışına taşırarak sürün ki, maydanozları tutsun. Maydanoza buladığınız poğaçaları afiyetle, şekersiz demli bi çayla tüketin.

23 Şubat 2016 Salı

Haşhaşlı marmelatlı kurabiye

Kendisinin önce dış görünüşüne vuruldum. Sonra ağızda dağılan kıyır kıyır haliyle daha bi sevdirdi kendini. Naz' ın da severek yediği kurabiyelerden oldu.



Kaynak: ( yeşil kivi )

  • 150 g tereyağ
  • 1 çay bardağı sıvı yağ
  • 1,5 çay bardağı pudra şekeri
  • 1 yumurta sarısı
  • 1 paket vanilya 
  • 1/2 paket kabartma tozu
  • 1 yemek kaşığı nişasta
  • 3,5 su bardağı un
Dışı için:

  • 1 yumurta akı
  • mavi haşhaş
  • marmelat



Tüm malzemeleri karıştırarak yumuşak, ele yapışmayan bir hamur elde edin. Ceviz büyüklüğünde kopardığınız hamurun ortasına bastırarak küçük bir çukur oluşturun. Önce yumurta akına, sonra haşhaşa bulayın. Yalnızca hamurun tabanına bu uygulamayı yapmayın.


Ardından 175 derece önceden ısınmış fırında 15 dakika pişirin. Soğuyunca ortasına marmelat koyun. Eğer pişme sırasında açtığınız çukur kapanır gibi olduysa parmağınızla hafifçe bastırarak eski formunu geri kazandırabilirsiniz.

10 Şubat 2016 Çarşamba

Ev yapımı Bebe bisküvisi

Her hali, her dönemi, her yaşı ayrı güzel ama benim en keyif aldığım, ayrı bir haz aldığım günler Melek' le bizim evde başladı! Bu dönem bebeğimin yalnızca anne sütüyle beslenmeyi bırakıp ufak ufak ondan şundan bundan yemeye başladığı dönem...Sürekli yeni şeyler tattırmak Meloşuma...

İşte bu aylarda kahvaltı yada çorbalara eklemek için benim kullandığım ev yapımı nefis bisküvilerim... Bazen yolda dişlerini kaşıma amaçlı da eline veriyorum, çok seviyor onu kemirmeyi...


Piştiğinde eve yayılan muhteşem bi kokusu var, bütün ev tereyağ  kokuyor ve bu çok güzel...Üstelik kapalı bir kapta ve buzdolabında uzuunca bir süre muhafaza edebilirsiniz. 


Bir de özellikle belirtmek istiyorum ki ben çoğu zaman kurabiyelerimi yaparken tereyağ yada margarin yerine süt kaymağı kullanıyorum. Her hafta kaynattığım sütün kaymağını ayırıyor ve geri kalanı yoğurt yapıyorum. Dolayısıyla evde mutlaka yeter miktarda kaymak bulunuyor. Biriktirdikçe de epey yekün tutuyor. Bazen buzluğa atıyorum çok fazlaysa...Bazen biraz daha tereyağ ekleyerek kullanıyorum hamur işlerinde... Sonuçta mis kokulu çok nefis oluyor...


  • 150 g tereyağ ( yada aynı miktarda süt kaymağı)
  • 2 yemek kaşığı ev yoğurdu
  • 2 çay bardağı pirinç unu
  • 1/2 çay bardağı irmik
  • 1,5 çay bardağı tam buğday unu 
  • 1-2 yemek kaşığı üzüm pekmezi ( şart değil, arzuya bağlı)
Tüm malzemeleri karıştırıp yoğurun. İstediğiniz gibi şekil verebilirsiniz. Ben çoğunlukla yuvarlak yapıyorum. Yada hazır bisküvilere benzer şekilde de yapabilirsiniz. Bunun için bi miktar hamuru tezgahta açarak uzatın. Sonra ikişer santimlik aralıklarla keserek üzerine çizikler atın. Bisküvilerin çok kalın olmamasına dikkat edin yada çok ince...


Önceden ısıtılmış 170 derece fırında hafif kızarana kadar pişirin. Sevgiyle...

19 Ocak 2016 Salı

Terbiyeli ekşili köfte

Uzunca zamandır yapmamışım, geçenlerde aklıma geldi ve yerken anladık ne kadar özlediğimizi, cümleten...



  • 350 g az yağlı kıyma
  • 1 çay bardağı pirinç
  • 1 yumurta ( akı içine, sarısı terbiyesi için )
  • tuz, karabiber
  • 1/2 limon suyu 
  • 1 kase un
  • 1 patates
  • 1 havuç
Kıymayı, yıkanmış pirinci, yumurta beyazını, tuz ve karabiberi bir kapta güzelce karıştırıp, minik minik köfteler yapıyoruz. Şekil verdiğimiz köfteleri un serptiğimiz tepsiye bırakıyoruz. Tüm köfteler bittiğinde tepsiyi iyice bi sallayıp köftelerin dışının tümüyle una bulanmasını sağlıyoruz. Doğradığımız patates ve havucu, ardından köfteleri, tencerede kaynayan suya tek tek atıyoruz.


İçine küçük bir miktar  tereyağı ekleyebilirsiniz bu noktada. Küçük bir kasede yumurta sarısı ile limon suyunu iyice çırpıyoruz. Ben limon ölçüsünü bire çıkartıyorum, biraz ekşiliği belli olduğunda daha çok seviyorum.


Köfteler ve sebzeler piştiğinde hazırladığınız terbiyeyi köftenin suyuyla karıştırıp ılıştırarak, yavaşça ve karıştıraktan içine ekliyoruz. Tuzunu ayarladıktan sonra bir taşım daha kaynatıp ocaktan alıyoruz. Soğutmadan servis ediyoruz.