30 Ağustos 2013 Cuma

Kış hazırlıkları 4: Şişe domatesi yada konserve domates

Domatesin şişelenmesi yöntemine çokça karşıydım. Çünkü domatesin bu şekilde suyu kaybolana kadar uzunca pişirilmesi ve bu sayede kalan kısmın yalnızca posadan ibaret olması, hiçbir besin değeri ihtiva etmemesi beni caydırıyordu. Üstelik bu konuda uzmanların da net görüşü bu yönde! Ancak bu yıl arkadaşımdan öğrendiğim bu yöntem beni epeyce mutlu etti ve ben de şişe domateslerimi hazırlamaya koyuldum.


Bu yöntemle, domatesi hiç pişirmedim. Yalnızca kabuğunu soyup, incecik küpler halinde doğradım. Bu esnada "Nicer dicer plus" adlı harika yardımcımdan destek aldım. Eğer hala yoksa mutlaka bir tane edinin, çünkü muhteşem bir alet, özellikle böyle kapsamlı işlerde işinizi o kadar kolaylaştırıyor ki...Allah razı olsun dedirtiyor.



Yalnız dikkat etmek ve orjinal ürün almak gerekiyor, çünkü diğer üretimlerin bıçakları ve seriliği asla orjinali gibi değil."Top Shop" adlı site yada mağazadan almak evet biraz daha pahalı ama buna değiyor.
 Orjinal olmayan birkaç ürünü de denemişliğim var, o yüzden bu kadar emin konuşuyorum.
Doğradığım domatesleri kavanozlara doldurdum. Ardından sıcak kavanoz kapaklarını ( ve yeni! ) sıkıca kapattım. Kavanozların yarısına gelecek kadar su doldurduğum düdüklü tenceremin içine ters şekilde koydum. İçine üç tane kavanoz alıyor bu şekilde.


Tencerenin kapağını kapatıp tıslama sesinden sonra 5-10 dakika daha kaynatıp dışarı çıkardım ve ters şekilde bir gece daha beklediler. 
Sonrasında konserve domatesler hazır, kışlık dolabınızda yerlerini alsınlar, zira benimki her geçen gün daha da zenginleşip güzelleşiyor. 


25 Ağustos 2013 Pazar

Kış hazırlıkları 3: Kavanoza yaprak basma


Hiç bir zaman hüsrana uğramadığımız bir yaprak saklama yöntemidir kendisi.
Bir o kadar da kolay olması yapmamak için bir neden bırakmıyor insana. Tek gereken kuru ve temiz bir kavanoz, yeni alınmış kavanoz kapakları... Konserve hazırlayanlar bilirler, bu işler için illaki yeni yada yeni alınmış kadar darbesiz, lekesiz kapaklar gerekir. Kapağınız kapanmaz, konserveniz tutmaz aksi takdirde.
Bir de incecik ve tazecik nefis yapraklar buldunuz mu tamamdır.
Yapraklar dörder, beşer alınır, üst üste konur ve üç tarafından katlanarak (bir zarf şekli almış haldedir) kavanoza sıkıştırılır. Yine, bu işlem sırasında da kavanozda pek boşluk kalmamasına, düzgün yerleştirmeye dikkat edilir.
Kaynatılan ve sıcak haldeki kapaklar bir havlu yardımıyla tutularak, hiç vakit kaybetmeden kapatılır. Sıkıca kapatmaya özen gösterilir ki hava almasın.
Ardından bir gece ters bir şekilde kalmaları sağlanır. 2-3 gün içinde de gözleneceği üzere yapraklar sararmaya ve yukarıdaki rengi tümden almaya başlayacaktır.
İstediğiniz zaman çıkarıp, üzerine şöyle bir sıcak su gezdirip nefis sarmalar hazırlayabilirsiniz.
Aynı işlemi pet şişelere uygulayanlara ( kola şişesi mesela ama bizde o da yok, olmasın da zaten) çok rastladım ama bizim evde ben kendimi bildim bileli hep cam kavanoz kullanıldı. Ben de aynı yoldan devam ediyorum...

22 Ağustos 2013 Perşembe

Kış hazırlıkları 2: Turşu Yapımı

Eski evimizin kocaman terasını resmen bahçeye çevirmiştik. Taşınırken de zaten en zoru o kilolarca toprağı dışarı taşımak olmuştu. Şimdilerde çok şükür, bu iş için yalnızca kendi halinde saksılar kullanıyoruz. Elde ettiğimiz ürün de gayet hatrı sayılır miktarda. Benim günde 3 öğün acı biber tükettiğim de göz önüne alınırsa ve bunun yanında bir kavanoz da turşu kurduğum...İşler oldukça iyi gidiyor denilebilir. 


Turşu kurmanın annemden öğrendiğim ve yaşayarak gördüğüm bazı püfleri var. 
 Ben turşumu sirkeyle yapıyorum mesela, üzüm sirkesiyle. 
Sonra kullandığım suyun mutlaka soğuk içme suyu olmasına özen gösteriyorum, musluk suyu değil.
Kullanacağım biber, salatalık, havuç, ne ise önceden yıkayıp iyice kurumasını sağlıyorum, malzemeler oldukça canlı olmalı ayrıca.
Kaya tuzu tek tercihim bir de.
Cam kavanozda turşu olmuyor benim deneyimlerime göre, plastik, şeffaf turşu kaplarında, ağzı içe basık olan kapakları kullanmak lazım, malzemeyi içe itmesi, tümünün suda kalmasını sağlaması açısından.
Ve en önemlisi de saklama koşulu elbette. Serin ve karanlık- güneş görmeyen- bir yerde muhafaza etmek lazım. Ha bir de kavanozun kapağını sıkıca kapatmak, hava almasın...


Bu ilk yaptığım kavanoz idi... Artık yok...

Gelelim ölçülere;
  • 1 su bardağı soğuk içme suyu
  • 2 su bardağı üzüm sirkesi
  • dörtte bir su bardağı kaya tuzu (çeyrek su bardağı)
Tümü için aynı nitelikte bir bardak kullanmalısınız. Yapacağınız malzemeye göre miktarı ayarlayabilirsiniz, ben sadece oranı verdim. Örneğin benim kullandığım orta boy kaplar için 2 bardak suya, 4 bardak sirke ve yarım bardak tuz yetti. 
İçine mutlaka kırmızı biber doğrayın irice derim, çok güzel oluyor.
Tüm malzemeyi temiz ve kuru turşu kabına koyduktan sonra ayrı bir yerde hazırlayıp güzelce karıştırdığınız sirkeli karışımı üzerine ekleyin. Suyun tüm malzemeyi örtecek şekilde olmasına ve kapta çok fazla boşluk kalmamasına dikkat edin. Zira yerleşim esnasında düzenli olmak ve çokça malzemeyi kavanoza doğru bir şekilde yerleştirmek önemli. 


20-25 kadar kuru nohutu da suyu eklemeden önce kavanozun üzerine serpiştirin. Varsa sarımsak, havuç, salatalık, kenarlarına ince kesilmiş limon dilimleri.... Yaratıcılık size kalmış. Kayınvalidem mutlaka bir tutam maydanoz koyar en üstüne, bozulmayı önlermiş. Hiç tercih etmedim, hiç de bozulmadı. 

Daha önce bahsetmiştim, ben ilk kavanozu neredeyse bitirdim, iki haftaya yenecek kıvama geliyor zaten. Yeni yaptığım turşuların biberlerini bizzat babam elleriyle topladı, sağlıkla afiyetle yemek nasip olur inşallah.
Yaptığı yemeklere bile " Allah sağlıkla, huzurla yedirmek nasip etsin. " dualarını katardı annem. Alışkanlık, ben de yaptığım şeylerden dualarımı hiç esirgemem...


20 Ağustos 2013 Salı

Kış hazırlıkları 1: Kuru domates

Her yıl illaki hazırlanıyorum kışa ama bu yıl, çapı biraz daha genişlettim sanırım, farklı dallara ayrıldım. Acayip zevkli buluyorum bu işleri. Olay mutfaksa keyfi garanti zaten...
Gerçi yaptığım turşuların ilk kavanozunu bitirmeme az kaldı, kışa pek kalmayacak bu gidişle, Allah' tan bunu düşünüp epey fazlaca yaptım! Kendi yetiştirdiğim acı biberlerimdendi o koca kavanoz ve gerçekten nefis olmuşlar. Tarifi ve dikkat edilecek hususlar, pek yakında!
Yani bir yazı dizisi oluşturacak kadar uzadı yapılanlar. Ve bu dizinin ilk yazısı, kuru domateslerim...


Biz ilk partiyi yapıp dolaba kaldırırken Naz' la dayanamayıp çerez niyetine yedik birkaç tanesini, çok keyifli... Dolayısıyla çerez tabağında da yerini alacak yeni  dönemde.
 İkinci partiyi de az önce yapıp serdik balkona, günler içinde kurumalarını bekliyoruz. Günler içinde dedim, çünkü 1-2 günde kuruyan bişey değil malum domates.
Ve sanırım hangi domatesin seçileceği de yine önemli bir husus. Hani şu ince uzun, elips şeklinde olan, genellikle salça yapımında kullanılan domatesler var ya, onlardan kullanmak gerek. Sert olanlarından, yani ezik büzük bi domatesten çok da başarılı bi kuru çıkmaz, o mahiyette söylüyorum. Doğru domates seçiminden sonra domatesler güzelce yıkanır, suları süzülür ve boylamasına olacak şekilde tam ortadan ikiye kesilir.


Ardından yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine yan yana yerleştirilir.
Evin minik kurbağası, en büyük yardımcı Naz' dan yardım alınır ve tüm domateslerin üzerine bolca tuz serpilir. " anne, ben de yamid edeyim mi?"  (yardım edeyim mi? )
Daha sonra bol rüzgar ve güneş alan bir noktaya konuşlandırılan domatesler kurumaya bırakılır.
Son birkaç gün ters çevrilerek diğer tarafın da iyice kuruması sağlanır.


Bizim gibi nemli bir yerde yaşanıyorsa benim bütün kurularıma uyguladığım yöntem uygulanarak buzdolabı poşetine koyup buzdolabında muhafaza edilir. Yoksa tüm emeğe yazık olur. Başıma gelmişliği var ancak 3-4 yıldır artık hepsini dolapta saklıyorum, yoksa biberlerime kadar nemleniyordu. Bu şekilde yıllarca kalıyor.


18 Ağustos 2013 Pazar

Güveçte köz patlıcan yemeği


Yine bir anne spesiyali...Annemin en sevdiği türden bi patlıcan yemeği...
Aslına bakılırsa oldukça kolay da... Hatta patlıcan önceden közlenmiş, hali hazırda bekliyorsa sizi, çook daha kolay!
Tadını veren, toprak tencere, bol sarımsak ve suluca domates bence...

  • 3-4 tane közlenmiş patlıcan
  • 2-3 tane domates
  • 2-3 tane yeşil biber (onlar da közlenebilir, hiç bi sakıncası yok)
  • büyükçe bir kuru soğan
  • 6-7 diş sarımsak
  • zeytinyağı
  • tuz, kırmızı pul biber
Patlıcan miktarı ve diğerleri, kişi sayınıza göre size kalmış, ben bizim hanede yapılan kadarını aktarıyorum.

Közlenen patlıcanları fazla soğumadan, kararmalarına izin vermeden soyun ve irice doğrayın.
Kıyılmış soğanı yağda çevirin. Üzerine sırasıyla ince doğranmış biberi, doğranmış sarımsağı ve kabuğu soyulup ince doğranmış domatesi ekleyin. Bunlar kıvama gelince üzerine patlıcanı, tuzunu ve biberini ekleyin. 
Kapağını kapatıp demlenmeye bırakın. 


         Yanında ayran, vazgeçilmezim acı biberlerim ve bol tahıllı ekmek tavsiyemdir. 


15 Ağustos 2013 Perşembe

Kıymalı patatesli börek

Tatildi, bayramdı derken araya giren mesafenin, bu hoşlukların üzerimde bıraktığı rehavetin de etkisiyle - ki kalıcı olmamasını diliyoruzz! -  uzayan zamanın ne kadar uzadığının farkında bile değilim. Esasen pek farkında olmak niyetinde de değilim. 
Bazen üzerimdekilerle yada kendimle mutlu değilsem eve döndüğümde aynalara dönüp bir kez bile bakmam ben. Hemen onlardan kurtulmaya çalışırım, bir an önce...Aynen o moddayım şimdi, çabucak kurtulmalıyım bu durumdan, bu bir garip suçluluk duygusundan...


Tepsi tepsi börek yapar gönderirdim eşimin eski işyerindeki askerlere, çalışanlara, mesai arkadaşlarına...Değirmendere' deydik o zamanlar. Evimizden yürüme mesafesi ile beş dakika sonrası eşim işyerindeydi zaten. Böreklerin elle tutulabilme sıcaklığında ulaşma ihtimali o derece yüksek ve olasıydı yani. Bir de nöbetteyken gece kayıntıları falan...Büyük bir zevkti hepsi benim için. Oraların sıcaklığı, tadı başkaydı, hala bir tebessüm yüzümüzde...

Kayınvalidemden öğrendiğim ve sık sık tekrarladığım, oldukça benimsediğim bir tarif. Yemelere doyulamayangillerden!


Biraz acısından turşu biberi, bir de soğuk ayran yanında...

Büyük boy bir fırın tepsisi için:
  • 5 yufka
  • 350 - 400 gr kıyma
  • 4-5 tane irice patates
  • 2 tane iri boy kuru soğan
  • tuz, karabiber, pul biber
  • 1 yumurta
  • 1 su bardağı süt
  • 1 su bardağından biraz eksik zeytinyağı
İncecik doğradığınız soğanı bir miktar yağ ile soteleyin. Çok fazla öldürmeden kıymayı koyun ve  kavrulmasını sağlayın. Ocaktan aldığınız kıymaya tuzunu, biberini ekledikten sonra haşlayıp ezdiğiniz patatesi ekleyip karıştırabileceğiniz gibi benim her daim kullandığım yolu seçip patatesleri hiç pişirmeden, yalnızca kabuklarını soyup rendeleyerek kıymalı harca ekleyebilirsiniz. Nefis ve daha az zahmetli, üstelik haşlanmış olsa bu tadı alamazsınız emin olun...
Başka bir kapta süt, yumurta ve zeytinyağını güzelce çırpın. 
Geniş bir zemin üzerine yufkayı serin ve her yerine sütlü karışımdan sürün. Sonra ikiye katlayın ve uzun kenarına kıymalı patatesli harçtan kalın bir şerit halinde koyun. Kalan kısma yine sütlü karışımdan sürebilirsiniz. Sonra çok sıkmadan yufkayı rulo yapın ve U şeklini vererek fırın tepsisine yerleştirin. Bu şekilde tamamladığınız işlemi, kalan sütlü karışımı en üst kata da sürerek ve üzerine susam serperek, önceden ısıtılmış 180 derece fırında üzeri tamamen kızarana kadar pişirin. 



2 Ağustos 2013 Cuma

Yoğurtlu kabak salata

Çook uzun süredir beni arşivde bekleyen bir tarif. Hatta bu süre bir yıl kadar uzun desem...
Bazen bazı şeyleri ve aslında hayatı, ve aslında kendimizi öyle çok erteliyoruz ki... İnsanın inanası gelmiyor sonra aradan geçen zamana, "daha dün gibi!" nidalarıyla uyarıyoruz kendimizi.
Pazardan irili ufaklı, yeşilli sarılı, müthiş lezzetli kabaklar alıyorum epeydir. Çook lezizler çok...
Böyle gayet pratik, farklı ve güzel bir salata doldursun sofranızı, yapın bir ara mutlaka...

  • 2 tane kabak 
  • 2 tane havuç 
  • 1 kase yoğurt
  • 2-3 diş sarımsak 
  • dereotu
  • zeytinyağı
  • tuz
Havucu ve kabağı kişi sayısına göre ayarladıktan sonra kabuklarını incecik soyun ve irice rendeleyin.
Zeytinyağı koyduğunuz tavada yüksek ateşte ve kapak kapatmadan soteleyin. 
Sarımsaklı yoğurtla buluşturun ve üzerini dereotuyla süsleyerek servis yapın. 

1 Ağustos 2013 Perşembe

Mantılı nohutlu çorba

Geçen akşam iftara farklı bir çorba hazırlamaya çalışırken ortaya çıktı bu çorba. Oldukça doyurucu nitelikte...


  • 1 çorba kasesi kadar mantı
  • 1 su bardağı haşlanmış nohut
  • 2 çorba kaşığı un
  • 2 çorba kaşığı domates salçası
  • 2 çorba kaşığı nar ekşisi
  • 5 bardak sıcak su
  • 1 su bardağı soğuk su
  • 1 çorba kaşığı kuru nane
  • 2 diş sarımsak
  • tereyağ + zeytinyağı
  • tuz, karabiber

Tencerede yağ ile unu kokusu çıkana kadar kavurun. Üzerine salçayı da ilave edip az daha kavurun. Sıcak suyu ekleyip kaynamaya bırakın. Kaynamaya başlayınca mantı, nohut ve tuzunu ekleyin. Nar ekşisini ve dövülmüş sarımsağını da ekledikten sonra mantılar yumuşayana kadar pişirin. Pişince üzerine 1 su bardağı soğuk suyu ekleyin. Bunu yapma nedenimiz mantıların çorbanın içinde hamurlaşmamasını sağlamak.


Dilerseniz içine, dilerseniz benim yaptığım gibi tereyağında yakarak üzerine kuru nane ekleyin, acı seviyorsanız mutlaka acı pul biber... 


Naz' ın midesi kazındığı bir gece, yatmadan evvel bir kase tüketip yattığı bu çorbayı umarım siz de zevkle tüketirsiniz. Ama tabağa çok fazla nohut rast gelmişse "başka noyut beeme, yimicem" demek yok!