konserve etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
konserve etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Eylül 2014 Salı

Şişe domates (konserve domates) serüveni: 2

Ağustos girdi mi, gözüm her yerlerde domates arar olur. Mümkünse tatilimi Temmuz ayında yapmış ve hiç ellenmemiş Ağustos' u bu işler için bir kenara ayırmış olmalıyım.
Bu yıl tam da istediğim gibi bir yaz geçirdim. Temmuz' da Kıbrıs' ta 10 gün süren mükemmel bir tatil geçirdim. Sonra biraz daha gezip tozup bayrama bağladık. Ardından koskoca bir Ağustos, nefis sebzeler, hoşça vakitler ve bolca kitap okumaca... Bu yılı kitaplar anlamında da çok verimli geçirdim. Çok okudum ve okudukça daha çok, daha çok, daha çok okumak istedim, hala da öyleyim, hatta elimde kitap kalmadı çünkü fazla hızlı gittim. Bi nevi kaynakları verimli şekilde kullanamadım, açıkta kaldımm!
Yanı sıra her yer domates felsefemi yerine getirdim ve bundan da inanılmaz mutluluk duydum, hala da aynı işle uğraşmaktayım.


Geçen yılın aksine bu yıl daha fazla domatese yüklendiğimden onları üçer üçer düdüklüde kaynatma fikri bu kez beni pek sarmadı. Onun yerine, eğer benim gibi çok sayıda yapacaksanız önereceğim bir yol var
.
Domateslerin kabuklarını soyun. Bunun için lütfen çok lezzetli, hoş kokulu ve içi dolu dolu olan armut domatesleri kullanın. Hani şu elips şeklinde, yumurta gibi olanlar.
Kabukları soyulan domatesleri küçük küçük doğrayın. Bu konuda yanınıza benim yaptığım gibi bir "yardımcı" alıp işi biraz hafifletin. Yaşa varol kocam!


Sonrasında onları bir tencereye atıp ocağın altını açın. 1 yada 2 çay kaşığı kadar tuz ekleyin. Ben 6 kg domatese bu kadar tuz koyuyorum. 1-2 fokurdadıktan sonra şöyle bi karıştırıp sıcaklığı yayın. 1-2 fokurdama daha gördükten sonra ocaktan alıp önceden hazır ettiğiniz temiz şişe veya kavanozlara hemen domatesleri boşaltın. Sıcak sıcak sağlamlığından emin olduğunuz kapakları kapatın ve ters çevirip bir gece öylece bekletin. Bu noktada kapağı kapatır kapatmaz elinizle kapağa bastırın, eğer içe göçmüşse zaten konserve olacak demektir. Ancak o sıcaklıkta bile hala şişkinse kapak, sonuç olumsuz olabilir. Bunu garantilemenin yolu ise yeni kapak kullanmak.
Tabi eğer hiç yıpranmamış, sağlam ve yeni gibi duran kapaklarınız varsa onlar da kullanılabilir.


Domates, en sevdiğim... Hep söylerim nereye girse mutluluk katar, tat katar diye. O yüzden yazın bu güzel domateslerinden kendimizi hiç mahrum etmemek adına, haydi domatesler şişeye!
Eğer az miktar yapacaksanız düdüklüde kaynatma fikri de fena değil, nitekim geçen yıl yaptığım şişe domateslerim de buraya tıkladığınızda karşınıza çıkacak! Kolay gelsin... Ha bu arada geçen yıl pişirmeye karşıydın, bu yıl noooldu diyenlere, ben sadece ısınmasını sağlıyorum, istediğim sıcaklığa geldiğinde kapatıyorum. Zaten aynı şeyi düdüklü daha fazla ısı kullanarak yapıyor, aslında aynı şey, belki bu daha hafifi hatta!

27 Ağustos 2014 Çarşamba

Konserve patlıcan kızartması

Benim konserve anlayışım bu yıl tamamıyla yeniden yapılandı. Yani bu yıl domateslerimi bile aynı usül hazırladım ve çook keyifliyim. Efenim gerekenler, temiz bir kavanoz, yeni bir kavanoz kapağı ve hangi şeyin konservesi yapılacaksa onun malzemeleri...
Şimdi ilk yapılandan başlıyorum anlatmaya...Valla azıcık artmıştı, onu da şöyle azıcık ekmekle lüpleteyim dedim, nefisti...


Malum ben epey zamanlardan beri kızartma yapmıyorum, aynı işi çok daha az yağla fırında hallediyorum. Bi de fısfıs aldım çoktandır aklımda olan, onunla da eşit miktarda yağ sıkıyorum doğradığım sebzelerin üzerine. Toplasan iki yemek kaşığı yağ etmez, koca tepsiyi pişiriyorum bu yöntemle...

  • patlıcan
  • biber (biraz kırmızı, biraz yeşil biber)
  • zeytinyağı
  • tuz
  • domates
  • sarımsak
Patlıcanı alacalı soyup, küp küp doğrayın ve acısını çıkarmak için tuzlu suya atın. Bu arada biberleri de patlıcanların büyüklüğünde doğrayıp hazırlayın. Yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine tüm sebzeleri yayın. Üzerine biraz  tuz ve yağ serpin. Yüksek derecede fırınlayın. Yarım saate hazır olurlar.
Onlar fırında pişerken siz önce ezilmiş sarımsağı zeytinyağına atın. Üzerine kabuğunu soyup minik minik doğradığınız domatesleri ekleyin, tuzunu ekleyin ve suyunu çekene kadar pişmesini bekleyin.
Ardından fırındakilerin kızardığını gördüğünüzde üzerine hazırladığınız domates sosunu dökün ve 5 dakika daha fırında bekletin, özleşsinler.


Fırından alıp hiç bekletmeden sıcak sıcak kavanozlara doldurun ve hemen kapağını sıkıca kapatın.
Ters çevirip düz bir zeminde bir gece bekletin. Ertesi gün konserve patlıcanlar hazır.
Aynı şeyi acı biberle yada sadece biberle de deneyebilirsiniz.
Kapak içe çökmüş ise zaten tutmuş demektir ki zaten kapağı ilk kapattığınız anda genelde o kapak içe göçüyor. Yani aksi bi durum yoksa... Yani kapağınız eski değilse, tam kapatmayı başardıysanız, yeterli sıcaklıktaysalar falan... Tutmaması için bi neden yok yani...
Kolay gelsin, afiyet olsun ve de...
Allah sağlıkla yedirmeyi nasip etsin.


4 Ağustos 2014 Pazartesi

Hellim kızartması eşiliğinde ızgara (dökümde) tavuk ve geçip gidiveren tatil!

Daha dün "Yanımıza başka ne alsak?" , " Liste yapalım, bişeyimiz eksik gitmeyelim oralara!..." diye söylenir dururken heyecanla, geçti gitti tatil...
Tam bir aydır ayrıyım evimden...Bir yengeç kadını için çok da güzel birşey değil açıkcası o kadar uzun süre evcağızından ayrı kalmak ama, bu yılki tatilimiz bi başka güzeldi. Bir dahakine kadar hasretle, sevgiyle anılacak, tebessümle yer edecek zihinlerimizde...
Aslında belki de artık ben çok büyüdüm, e tabi, otuzumu da aştım ve herşeyi daha bi idrak eder, tadına varır, anlar, özümser ve biriktirir hale geldim. Ve aslında ben, otuzumu çok sevdim. Eğer yaşarsak, daha kırkı var bunun...Daha asili, daha dingin ve çok şey biriktirmişi ellerinde...Ben bu kadarla kalmak istemiyorum, yaş almak ve aldığım her yaşla gelen tecrübenin, enerjinin ve olgunluğun bana kattıklarını birebir görmek istiyorum kendimde. 
Her alanda zevklerimin artık daha çok kalıplaştığını, yerine oturduğunu görüyorum mesela, kendimi beğeniyorum, beğendiklerimi de...Kendime neyin yakışıp, yakışmayacağını durup düşünmeden belirleyebiliyorum mesela...Tereddütlerim yok...
Anneyim, en iyisi olmaya, kendimce en doğrusunu yapmaya çalışıyorum. Ve elimdeki 3 yıl + 4 aylık ürünün herşeyinden "yüzde bir milyon" mutluyum...Hani, "bi çocuk daha yapsam, şunları, şunları yapmazdım!" diyebileceğim hiç bişey yok onunla ilgili, çok mesudum...
Çok sevdiğim, ilgilendiğim, ilgisi üzerimde olan, iyi anlaştığım, "ondan önce beni al Allahım, onsuzluğu yaşatma bana!" dediğim bi eşim var ve ailemle gurur duyuyorum. Tek kişi kaldığım yolda bugün üç kişiyiz ve bu aile çoook genişlesin istiyorum. İnsan hayatında herşey mükemmel olamıyor ama beni bi şekilde görüp, duyup, yaptıklarım ve yaşadıklarımla mutluluk duyan bi annem olduğuna inanıyorum. 
Tüm bunların yanında yapmak ve yaşamak istediklerim var ve asla kuramadığım cümleler...Belki çok kolay ama yapamıyorum, geç kalmaktan korkuyor ama mıh gibi yapıştırıyorum  o sözleri boğazıma. Konuşsam belki saatlerce susmayacağım kadar çok cümlem var içimde, paragraf paragraf...


Tatil dönüşü yanımızda en fazla çoğalanlar kitaplarımız oldu, ve aslında yeni ev eşyalarımız...Benim gibi biri en çok, ev eşyası ve ayakkabı alınca mutlu olur, çok şükür bu tatil yine başardık bunu!
Onları, aldığım herşeyi, tek tek, özene bezene yerleştirmeyi o kadar seviyorum ki, çocuk gibi seviniyorum resmen. Ve bunu, kısacık bir zamana sığdırmaktan nefret ediyorum. Geniş zamanlarda, rahat rahat, sindire sindire yapılmalı bu iş, ben de öyle yapıyorum ve bunun verdiği enerji bana epey yetiyor. Evimi, ailemi, eşimi, kızımı, kendimi, hayatı çok çok çok seviyorum...

Daha önce sözünü ettiğim döküm tencerelerime bir yenisi daha eklendi, değmeyin keyfime. Aslında çok da pratikler kendileri. Yani misal, tatilden eve döndüğümüzde, dolapta hiçbişey yokken, bir anda mükellef bi sofra hazırlamanıza yardımcı olur. Bu arada "dolapta hiçbişey yokken" deyimini geri alıyorum çünkü, benim hayatımda hiç olmadı öyle bişey! Allah korusun, kıtlık falan çıksa "40 gün" yetecek kadar hazırlığım vardır benim dolabımda, sağlamcıyımdır biraz! Yengeç olduğumu söylemiştim sanırım!


Bu da öyle beş dakikada hazırlanıveren tabaklardan, ama sunumu ve kendisi on numara...
  • dilediğiniz miktarda pirzola tavuk (eğer marine etmek isterseniz zeytinyağı, tuz, karabiber bu tabak için size yeterli olacaktır.)
  • 1 paket (yaklaşık 250 gr ) dilimlenmiş hellim peyniri
  • ve ızgaraya çok yakışan sebzeler; biber, soğan, domates...
Döküm ızgara tavayı kuru ve yağsız bir şekilde ocağa koyup altını açtık. Yalnızca 7-10 dakika arası (ateşin durumuna göre ayarlaması sizden) tavanın iyice ısınmasını sağladık. Çünkü bu sayede pişirdiklerimizin yarısını tavada kalmaktan kurtarmış oluyorduk. Yani bu nokta çok önemli!!!
Ardından ısınan tavaya önce tavukları, onların peşi sıra hellimleri ve sonrasında sebzeleri atarak pişiriyoruz. Sebzeler için tavukların aralarında yada kenar köşelerde yer kalmışsa o esnada da pişirebilirsiniz. Zaten yüksek ateşte domates dahil hiçbiri suyunu salmıyor, enfes oluyor...


Sonra da, alın onları servis tabağına afiyetle...Varsa biraz pilav en nohutlusundan...Pratik, iştah açıcı ve sanırım herkes tarafından zevkle kabul gören yemeğiniz hazır!

 Bunlar da tatile çıkmadan evvel ve hemen sonrasında eldeki nefis malzemelerle hazır ediliveren kış hazırlıkları...Giderayak evde kalan malzemeler yazık olmasın diyerek!
Fasulye konservesi ve bizim evin bitmek bilmeyen ritüeli; turşular! 



Ve bu da tatil boyunca tertemiz denizin, altın sarısı kumun, parlak güneşin ve dondurmaların tadını en fazla çıkaran ailemizin en küçük üyesi Nazoş Hanım...Çooook mutluydu, çok! Hatta bir günlüğüne gidilen Girne seyahati boyunca ve günün her anında mutsuzluğunu, durumdan hoşnutsuzluğunu her fırsatta dile getiren ve dönüşte saatin kaç olduğuna aldırmadan kendini sulara bırakıveren ve neşesi yerine gelen minik tırtılımız o bizim... Suratındaki ifade tatil boyunca hep aynıydı, hep mutlu, hep enerjik ve hep yorulmayan!


Tatil boyunca Naz' ın en favori yemeğiydi altta görülenler...Her seferinde asla tek bir tabakla yetinmedik, arkasını istedik! Arkada Kıbrıs' ın meşhur turşusu "Gabbar" , önde de hakikaten çok güzel bi lezzet "yengeç bacağı"...Tüm yemekler ve özellikle bu ikisi gerçekten çok güzeldi. Yapan ellere sağlık!


Allah tekrarını nasip etsin ve en kötü günümüz böyle olsun be! Tatil tadında günler diliyorum herkese...




17 Nisan 2014 Perşembe

Güveçte ezine peynirli istiridye mantarı

Peynir vazgeçilmez bir tat benim için. Pek çok yere pek çok yakışan mükemmel bir yiyecek peynir!
Şimdilerde eskiden bolca kullandığım kaşar peyniri yerini daha farklı, daha yoğun lezzetli nefis peynirlere bıraktı. Hepsinin yakışanı ayrı, keşfetmek lazım, bol bol yemek, tadına bakmak lazım...
Bu yemeğe de sert keçi ezine peyniri öylesine yakıştı ki...Ben nadiren tabağımı silip süpürüp tertemiz bırakırım -eşim her zaman!- , ki bu yemekte de öyle oldu. Bayıldım tadına, ihtişamına, ezinenin mantarla yakaldığı uyuma...
İstiridye mantarıyla mutfağımızın tanışıklığı çok değil, 1-2 yıl öncesine dayanıyor. Kültür mantarından daha lezzetli, daha farklı aroması olan, hafif, güzel bir mantar. Pek bileni yok, o yüzden de pazarda yada markette çok sık rastlayabildiğimiz bir ürün değil, bulunca da benden kaçarı yok...Böyle üst üste geçmiş yapraklardan oluşan beyazca bir mantar, özellikle sap kısımlarını kesip ayırın çünkü o kısımları biraz zor pişiyor, yaprakları kadar hızlı pişme taraftarı değil kendileri...


Siz de bir kez uygulayın bu tarifi, doyamayacaksınız...Bol sarımsak ve güzel bir ezine en önemli malzemeleriniz olsun.

  • 400 g istiridye mantarı
  • 5-6 diş sarımsak -irice-
  • 2 adet domates rendesi (kıştan nefis şişe domatesim bu durumlar için hep hazır ve hep nefiss)
  • zeytinyağı
  • tuz, karabiber, pulbiber, toz kırmızı biber
  • sert ezine peyniri
Mantarları güzelce yıkayıp suyunu süzdürün. Çok küçültmeden irice doğrayın. Sap kısımlarını mutlaka ayırın ama...


Zeytinyağına ezilmiş ve rendelenmiş sarımsağı ekleyin ve hafif  kokusu çıktığında mantarı ilave edin.
Mantarlar da güzelce rengi dönerek pişmeye başladığında 3-4 kaşık kadar domates rendesini ekleyin. Tuzunu ve biberini ayarlayın ve iyice pişip suyunu çektiğinde ocaktan alın.
Servis yapacağınız fırın kaplarına yerleştirin ve üzerine minik minik doğranmış peynirleri ekleyin.
Peynirler eriyip, güveç kabının müthiş aromasını mantarlara verinceye kadar yaklaşık 7-8 dakika, önceden ısıtılmış 200 derece fırında pişirin.
Çıktığında soğutmadan, afiyetle ve ekmeğinizi bandıra bandıra tüketin. Tercihen bizim yeni keşfimiz Afyon' un patates ekmeği, bol miktarda yeşil acı biber ve ayranla uyum mükemmel...Tavsiye...

15 Aralık 2013 Pazar

Bol acılı turşu kavurması

Kocam benden turşu kavurması ister de ben yapmaz mıyım!...
Hiç bu kadar sıcak, hiç bu kadar dumanı üstünde bir yazım olmamıştı iki yüzü aşkın yayınım içinde...
Dünden beri sayıklıyordu eşim "yapsan da yesek kahvaltıda diye." Bu sabaha nasip oldu, valla nefis oldu!
Sen ne güzel bişeysin kardeşim böyle yahu, bir kavanoz fasulyeyi kavurdum, yetmedi bize. İçine de acıyı öyle güzel yerleştirdim ki, ne "ben acıyım" diye bağırıyor, ne de varlığını aratıyor, öyle nefis, öyle de başarılı bir ölçü yani! Tamamen her zamanki o hiç şaşmaz göz kararım...
Birden, önümüzdeki yazı düşündüm, kilo kilo fasulyeler hayal ettim, aralarında kaybolmuşum falan. Bi dünya kavanoz var önümde, hepsine turşu kuruyorum, böyle acayip mutluyum, bulutlar üstündeyim adeta!
Evet evet, yapılmalı, nasip olursa eğer seneye daha da çok kavanoz turşu kurulmalı, bu güzellik başkalarıyla da paylaşılmalı, tanıştırılmalı herkesle, kesinlikle!


Bu yıl yetiştirdiğimiz acı biberlerimizden yaptığımız turşular kaç kişinin sofrasına düştü, saymakla bitmez, bize yaşattığı mutluluksa tarifsiz...O kadar çok turşu kurdum ki bu sene, kocacık benim hiç hoşlanmadığım işi üstlendi, kavanozlara malzemeleri yerleştirdi, ben de işin geri kalan kısmını hallettim, ellerimize sağlık ikimizin de!
Gelelim bu sabahki ziyafetimize, yanında yumuşacık ezine peyniri yada hafif zeytinyağına bulanmış az tuzlu bir lor peyniri, sıcacık bir çay ve nefis bir tahıl ekmeği...  Fasulyenin hafif acısını, sıcacık çayın daha da körüklediği...



  • 1 yada 2 adet kuru soğan
  • 1 şişe fasulye turşusu
  • zeytinyağı
  • tuz, pulbiber
Soğanları incecik doğrayın.
Fasulyeleri zevkinize göre suda bekletin yani biz biraz ekşiliğini hissetmek adına 15 dakika kadar suda beklettik. Yok o ekşiliği biraz daha azalsın derseniz 1 saat kadar suda bekletebilirsiniz.
Ardından fasulyeyi küçük küçük doğrayın. Kavrulan soğana ekleyin, 10 dakika kadar kavrulduktan sonra tuzunu ve biberini ayarlayın. Evde acı sevmeyenler varsa, çocuklar mesela, biber eklemeden biraz ayırın onlara. Ben az miktar Naz' a da ayırmıştım acısını eklemeden önce ama minik kurbağa dönüp tabağa "bööö!" yaptı sağolsun.


Ama biz o acıyı yaşatmadık kavurmamıza, dibine kadar büyük bir iştahla temizledik tabaklarımızı. Sonra da "Koca şişeden bu kadar mı çıkıyormuş yahu!" yorumumuzu yaptık hiç bekletmeden...


Ha, bir de unutmadan, fasulye turşusu nasıl yapılır diyenler için, tıklayın lütfen!

30 Ağustos 2013 Cuma

Kış hazırlıkları 4: Şişe domatesi yada konserve domates

Domatesin şişelenmesi yöntemine çokça karşıydım. Çünkü domatesin bu şekilde suyu kaybolana kadar uzunca pişirilmesi ve bu sayede kalan kısmın yalnızca posadan ibaret olması, hiçbir besin değeri ihtiva etmemesi beni caydırıyordu. Üstelik bu konuda uzmanların da net görüşü bu yönde! Ancak bu yıl arkadaşımdan öğrendiğim bu yöntem beni epeyce mutlu etti ve ben de şişe domateslerimi hazırlamaya koyuldum.


Bu yöntemle, domatesi hiç pişirmedim. Yalnızca kabuğunu soyup, incecik küpler halinde doğradım. Bu esnada "Nicer dicer plus" adlı harika yardımcımdan destek aldım. Eğer hala yoksa mutlaka bir tane edinin, çünkü muhteşem bir alet, özellikle böyle kapsamlı işlerde işinizi o kadar kolaylaştırıyor ki...Allah razı olsun dedirtiyor.



Yalnız dikkat etmek ve orjinal ürün almak gerekiyor, çünkü diğer üretimlerin bıçakları ve seriliği asla orjinali gibi değil."Top Shop" adlı site yada mağazadan almak evet biraz daha pahalı ama buna değiyor.
 Orjinal olmayan birkaç ürünü de denemişliğim var, o yüzden bu kadar emin konuşuyorum.
Doğradığım domatesleri kavanozlara doldurdum. Ardından sıcak kavanoz kapaklarını ( ve yeni! ) sıkıca kapattım. Kavanozların yarısına gelecek kadar su doldurduğum düdüklü tenceremin içine ters şekilde koydum. İçine üç tane kavanoz alıyor bu şekilde.


Tencerenin kapağını kapatıp tıslama sesinden sonra 5-10 dakika daha kaynatıp dışarı çıkardım ve ters şekilde bir gece daha beklediler. 
Sonrasında konserve domatesler hazır, kışlık dolabınızda yerlerini alsınlar, zira benimki her geçen gün daha da zenginleşip güzelleşiyor.