yumurta etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yumurta etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Mart 2016 Perşembe

Saçaklı poğaça

Hani çocukluğunuzda, belki okul çıkışlarında falan, uğrayıp en sevdiğiniz pastaneye 2-3 tane poşete attırıverdiğiniz o saçaklılar var ya, evdeki minik kuşunuza yapın. Sonra "bak bunları sana yaptım, senin için!" deyin ve nasıl mutlu oluyor, afiyetle yiyor, seyredalın...




  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1,5 su bardağı ılık su
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 1,5 çay bardağı şeker
  • 2 tatlı kaşığı tuz
  • 1 yemek kaşığı mahlep
  • 3 yumurta 
  • 2 yemek kaşığı kuru maya
  • aldığı kadar un
İçine sürmek için:

  • Labne peyniri ( ben biraz da lor karıştırdım)
  • kıyılmış maydanoz
Maya, şeker, ılık su ve sütü karıştırıp 10 dakika kadar kabarması için bekletin.
Bu arada 2 yumurtanın sarısını ayırın. ( Üzerine sürmek için.)
Diğer malzemeleri de mayaya ekleyip, unu azar azar ilave ederek yumuşak bir hamur elde edin.
Hamurun üzerine nemli bir bez sererek 30 dakika dinlenmeye bırakın.


Cevizden küçük, fındıktan büyük olacak şekilde parçalar kopartıp tepside 1 saat daha mayalanmaya bırakın.
Üzerine yumurta sarısı sürerek 180 derecede kızarana kadar pişirin.



Pişip soğuyan poğaçalara ortasından hafifçe bıçakla keserek içine peynirinizden sürün. Peyniri sürerken hafifçe dışına taşırarak sürün ki, maydanozları tutsun. Maydanoza buladığınız poğaçaları afiyetle, şekersiz demli bi çayla tüketin.

19 Ocak 2016 Salı

Terbiyeli ekşili köfte

Uzunca zamandır yapmamışım, geçenlerde aklıma geldi ve yerken anladık ne kadar özlediğimizi, cümleten...



  • 350 g az yağlı kıyma
  • 1 çay bardağı pirinç
  • 1 yumurta ( akı içine, sarısı terbiyesi için )
  • tuz, karabiber
  • 1/2 limon suyu 
  • 1 kase un
  • 1 patates
  • 1 havuç
Kıymayı, yıkanmış pirinci, yumurta beyazını, tuz ve karabiberi bir kapta güzelce karıştırıp, minik minik köfteler yapıyoruz. Şekil verdiğimiz köfteleri un serptiğimiz tepsiye bırakıyoruz. Tüm köfteler bittiğinde tepsiyi iyice bi sallayıp köftelerin dışının tümüyle una bulanmasını sağlıyoruz. Doğradığımız patates ve havucu, ardından köfteleri, tencerede kaynayan suya tek tek atıyoruz.


İçine küçük bir miktar  tereyağı ekleyebilirsiniz bu noktada. Küçük bir kasede yumurta sarısı ile limon suyunu iyice çırpıyoruz. Ben limon ölçüsünü bire çıkartıyorum, biraz ekşiliği belli olduğunda daha çok seviyorum.


Köfteler ve sebzeler piştiğinde hazırladığınız terbiyeyi köftenin suyuyla karıştırıp ılıştırarak, yavaşça ve karıştıraktan içine ekliyoruz. Tuzunu ayarladıktan sonra bir taşım daha kaynatıp ocaktan alıyoruz. Soğutmadan servis ediyoruz.

25 Aralık 2015 Cuma

Saadet' in babaanne keki ( iki renkli kek )

Bi akşam " hadi! " dedik ve çat kapı girdik içeri. Bazı insanlar öyledir, ne zaman gitseniz, arasanız, çağırsanız, dar günde, zor günde, iyisinde, kötüsünde sana açıktır kapısı. Senin de ona, boş dönmeyeceğini bilir. Öyle bi akşamda bu kek kardeş yeni pişmiş haliyle ve tüm ılıklığıyla (en sevdiğim hal, kekin ılık hali ), fırından çıkıp çayımızın yanına konuk oldu. Hamileyim bu arada, son zamanlar, Melek henüz annesinin karnında durumları!


O gün bugün yaptığımda tadı ve kabartısından emin olduğum harika bişi kendisi. 
Arkadaşımın da dediği gibi aslında, bu tadın kaynağı biraz da ev yoğurdu, köy yumurtası, saf zeytinyağı, karbonat falan...


Tarif, artık ezberden...
  • 1,5 su bardağı şeker
  • 4 yumurta
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1 su bardağı zeytinyağı
  • 1 limon kabuğu rendesi ( portakal da olur, mühim olan aroması)
  • 1 paket karbonat ( yada 2 tatlı kaşığı )
  • 1 paket vanilin
  • istediğiniz kadar kakao (2-3 yemek kaşığı kadar mesela)
  • aldığı kadar un (2-3 su bardağı kadar)

Un ölçüsü aslında her tarifte böyledir, kullanılan malzemeye göre değişir. Yoğurdun suluysa oran artar mesela, siz de ona göre ayarlayın şekerim.
Yumurta ile şekeri beyazlaşıncaya kadar çırpın. Ardından yağ, yoğurt, limon kabuğu rendesini ekleyin ve karıştırın.
Eleyerek unu, karbonatı ve vanilini ekleyin. Yağladığınız kek kalıbına karışımı dökün, sadece yarısı kadarını tabiki. Kapta kalan kısma kakao ekleyip karıştırıp onu da diğer hamurun üzerine ekleyin. Varsa dövülmüş fındık eklenebilir, zira çok yakışıyor, ben illaki kullanırım. Yoksa da susam, çok severim. 


180 derece önceden ısınmış fırında 30-35 dakika kadar pişirin. Keke batırdığınız çubuk temiz çıktıysa keki çıkartıp dinlendirin. Yanına çay yapın, en sevgililerle yiyin!


Bizim dünkü kekimizi Nazoşumuz yaptı, bizzat iğneden ipliğe....Yumurtasını da o kırdı, ununu da o eledi, yağını yoğurdunu falan. Çırpma zaten eskiden beri ona aittir. Olay başladığında basamağını alır gelir öteden beri. Biz onunla oturur yemek programları falan izleriz, cidden. Ara sıra bakarım suratına, öyle laf olsun yada ben seviyorum diye değil gayet ciddi ciddi izler bu programları... İlgisi var herhal!
Yaptı, etti en sonda da elbette, hepimizin bi gün bi yerde mutlaka yaptığı üzere dibini sıyırdı. Sonuç "Hadi banyoya Nazoş!"

11 Aralık 2015 Cuma

Haşhaşlı çörek

İçine hafif şeker atılmış olmalı, bayılırım...
Biraz da ılık olacak, yanında ince belli, demli ve şekersiz sıcacık bi çay...
Off!


Hamur işlerini tümden çok seviyorum evet, yapmayı da, yemeyi de, yedirmeyi de...
Bu da çok başarılı bir çörek tarifi, deneyiniz!



Kaynak: ( kekevi )

  • 1 su bardağı ılıktan sıcağa yakın su
  • 1 yemek kaşığı kuru maya
  • 1 yemek kaşığı şeker
  • 1/2 su bardağı kadar zeytinyağı
  • 3 yemek kaşığı yoğurt
  • 1 yemek kaşığı tuz
  • 1 yumurta ( sarısı üzerine )
  • 4 - 4,5 su bardağı un
İçine sürmek için:

  • 1 su bardağı öğütülmüş haşhaş
  • 1/2 su bardağı zeytinyağı


Su, maya ve şeker üçlüsünü karıştırıp, kabarması için 5 dakika izin verin. Yağ, yoğurt, tuz ve yumurta akını, unun bir bölümü ile birlikte ekleyip yoğurmaya başlayın.
Un ilave ederek yoğurmaya devam edin ve ele yapışmayacak, yumuşakça bir hamur elde edin.
Hamuru dinlenmesi için üzerini nemli bir bezle örterek ılık bir yerde bırakın. Yaklaşık bir saat bekleyin.
Hamuru 6 eşit parçaya bölüp, hafif unlanmış tezgahta, fazlaca inceltmeden açın.
Üzerine yağ + haşhaş karışımından sürün. Diğer hamurları da aynı şekilde açıp, her birinin arasına yağlı haşhaşlı karışımdan sürüp, üst üste koyarak altı katı tamamlayın. Altı katın tam ortasından ikiye bölün ve kestiğiniz "D" şeklindeki altı katı diğer altı katın üzerine koyun ve 12 katlı bir "D" şeklinde hamur katmanı elde edin.
Ortalama 2 cm uzunluğunda şeritler kesin ve hamuru burarak yağlanmış tepsiye yerleştirin.


Üzerine hafif sulandırılmış yumurta sarısını sürün ve önceden ısıtılmış 190 derece fırında kızarana kadar pişirin.


Benim lezzet katkım, daha doğrusu kendi damak tadımdan bir fikir: Haşhaşlı karışımı sürdükten sonra üzerine az miktar toz şeker serpiştirin. Bunu her katta yapabilirsiniz. Şeker miktarını az tutmak yeterli. Bu haliyle bence tamamdır.

28 Ekim 2014 Salı

Kolay browni

Yağmurlu günleri severim, pek çok...
Ama yağmur yoksa, havanın kapalı olmasından da hiç hoşlanmam. Tüm enerjimi öncelikle güneşten alıyorum çünkü ben. Gökte güneşi farkeden tüm bünyem sevinçten çılgına döner. 
Herşeyi yapabilirim böyle günlerde, her işin üstesinden gelebilir, her yeri saat sınırlaması olmadan gezebilirim ve daha neler neler... Yaşasın güzel GÜNEŞ!
Ve çalışan anne olma durumu...Herşey son derece pratik olsun, fazla zaman almasın, sevdiklerime bolca zaman kalsın en kalitelisinden... Bunun için tüm çabamız, enerjimiz, koşuşturup durmamız... Bu arada canı tatlı bişiler çeken çocuğunuz yada sizin için son derece pratik bir tarif...


  • 1 küçük kavanoz (350 gr )  kakaolu fındık kreması (ekmek üzerine sürdüklerimizden)
  • 2 yumurta
  • 1/2 su bardağı un
  • 1/2 çay kaşığı karbonat
Kakaolu fındık kreması ile yumurtayı çırpın. İyice karıştığında unu ve karbonatı ekleyin. Küçük boy kare bir borcama yağlı kağıt serin.

Hazırladığınız kek hamurunu döküp üzerini düzeltin. 
Önceden ısıtılmış 175 derece fırında 25-30 dakika kadar pişirin. Bizim brownimiz muhtemelen sizinkinden daha esmer olacaktır, dolayısıyla rengi sizi yanıltmasın, çünkü biz kendisini yaparken sütlü değil de bitter kremayla yaptık...


Çıkarıp dilimleyin ve afiyetle tüketin. Bizim evdeki ilk tüketici fotoğrafta görüldüğü üzere çoook tatlı bi şirinedir.

15 Ekim 2014 Çarşamba

Elmalı kurabiye

Bayılırım...
Çocukluğumdan beri...
Bazı yapamadığım şeyler vardır benim, beceremeyeceğimden korktuğum için değil çoğunlukla, sırf o zamana ait tadı almasın aklımdan diye... Saçma sapan şeyler işte, bazen sırf büyüsü bozulacak diye yanaşamam mesela bazı yemeklere, elim gitmez... Ööyle bişi işte...Öyle bir garip yengeç kadını hali, bir derin melankoli...

Ama bu tarif güzel, şekli şahane... Birçok yerde, pek çok sitede rastlamışsınızdır mutlaka, bi de ben yapayım dedim, çünkü gördüğüm ilk andan beri yapmak için büyük bir istek duydum içimde. Ve beni hiç zorlamadı, hiç yormadı o şahane şekiller yaparken. Hatta zevkli bile oldu diyebilirim.


  • 1 yumurta
  • 125 gr tereyağ
  • 1/2 su bardağı yoğurt
  • 1/2 su bardağı pudra şekeri
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilin
  • aldığı kadar un
Elmalı harç için:
  • 4 tane orta boy elma
  • 1/2 su bardağı şeker
  • 1 tatlı kaşığı tarçın
  • 1/2 su bardağı ceviz



Un hariç diğer tüm malzemeleri güzelce birbirine karıştırın. En son unu da ekleyip kulak memesi kıvamında yumuşak bir hamur elde ettiğinizde hamuru yarım saat dinlenmeye bırakın. 
O arada elmaları rendeleyip, şekeri, tarçın ve cevizi ekleyip pişmeye bırakın. Harç tümüyle suyunu çektiğinde ocaktan alıp soğumaya bırakın. Hatta ben suyunu tamamen çektiğinden emin olmak için biraz da dibini tutturuyorum, azıcık ama...


Bir mandalina büyüklüğünde aldığınız hamurları merdane yardımıyla açarak üstteki şekli verebilirsiniz. Hamuru açarken kalın olmamasına gayret edin, ne çok ince ne de kalın olsun.




Ya da bu şekli yapmak isterseniz açtığınız hamurları bardak yardımıyla kesip çıkartın ve bıçakla çizikler atın. İkisi de kolay, ancak bence ilk şekil daha pratik!


180 derece fırında üzeri hafif kızarana kadar pişirin. Soğuyunca üzerine isterseniz pudra şekeri serpin. Afiyet olsun...



11 Haziran 2014 Çarşamba

Yumurta kapama

Bu sıra kahvaltılık tariflere fazlaca dadanmış durumdayım. Öyle ki bir sofrada 2-3 farklı tarif denemem oluyor ve bu durumdan ailecek karlı çıkıyoruz. Herkes halinden memnun...
Okulların kapanmasına ramak kala, birtakım özgürlüklerin ilan edilmesinin, gevşemenin, tatile ermenin, ilgili hayaller kurmanın en verimli vaktidir şimdi...



Kaynak: ( aylinle yemek vakti )

  • 4 tane katı haşlanmış yumurta
  • 1 dolu yemek kaşığı tereyağ (halis tereyağıysa tadına doymanız imkansız!)
  • tuz
  • pulbiber
  • toz kırmızı biber

Haşladığınız yumurtaların kabuklarını soyun ve ikiye bölün.
Tavaya tereyağını atıp ısıtın. İkiye böldüğünüz yumurtaları sarısı alta gelecek şekilde tavaya yerleştirin.
Tuzunu ve biberini atıp, ocağın altını açarak biraz fokurdatın. Ocağı kapatın ve sıcak olarak servis yapın.


"Çok yağlı görünüyor, ne olacak o kadar yağ..." falan demeyin. Bir kere deneyin. O yağa ekmeğini bandırmak için bir yarış haline girmeniz pek mümkün görünüyor...

5 Haziran 2014 Perşembe

Kokostar kek

Kek yapmayı seviyorum, pratik!
Fırından çıkan sıcacık keki, hafif ılınınca yemeyi de seviyorum, enfes!
İçi süprizli olan, bu keke de bayılıyorum, dışı çikolatalı kek. Dikkatinizi çekerim kakaolu değil, bizzat çikolatalı ve enfes bi kek. Yerken içine giren çikolata tadını tam anlamıyla alıyor ve "işte bu!" diyorsunuz.
Kekin orjinal tarifi Cafe Fernando' dan.
Kokostar kısmıysa bendenize. Ortaya güzel bişi çıktı, tavsiye ederim. Sunum açısından da on numara bir kek kendileri...


Keki için:

  • 2,5 su bardağı un
  • 1/4 su bardağı kakao
  • 1 çay kaşığı karbonat
  • 3/4 çay kaşığı tuz
  • 1/2 su bardağı kefir veya süt
  • 1/2 su bardağı krema 
  • 200 gr ince doğranmış çikolata
  • 225 gr tereyağ
  • 1 + 1/4 su bardağı şeker
  • 4 yumurta (birinin beyazını ayırın)
  • 1 çay kaşığı vanilin
Kokostar kısmı için:

  • 1 yumurta beyazı (irice)
  • 1/2 su bardağı pudra şekeri
  • 1 su bardağı hindistan cevizi

Öncelikle fırını 170 derecede ısıtın.
Bir kapta un, tuz, karbonat ve kakaoyu karıştırın.
Kremayı tavada ısıtın ve üzerine çikolatayı ekleyin. Eğer o anda evde krema yoksa kaymak yada az miktar tereyağ da kullanabilirsiniz.
Kefiri ekleyin ve buzdolabında soğumaya bırakın. Oda sıcaklığına gelmesi yeterli.
Ayrı bir kapta tereyağile şekeri krema kıvamına gelene kadar çırpın. Üzerine yumurtaları teker teker kırarak ekleyin.
Sogumaya biraktiginiz cikolatali krema karisimini da ekleyin ve cirpmaya devam edin.
Vanilini ekleyin ve ilk hazırladığınız kuru karışımı (unlu karışım) bu kaba ilave edin.
Yağladığınız kalıba (genişçe bir kap seçin, zira büyükçe bir kek oluyor.) kekin yarısını dökün.
Bu arada bir kapta pudra şekeri, yumurta beyazı ve hindistan cevizini iyice karıştırın. Fotoğrafta görüldüğü üzere elinizle küçük topaklar yapıp hamurun üzerine sıralayın.


Üzerine kalan hamuru dökün ve 55-60 dakika kadar pişmesini bekleyin. Pişip pişmediğini kürdan yada bıçak yardımıyla kontrol edin.


Fırından çıktığında biraz ılımasını bekleyin ve dilimleyin.
Afiyet, bal, şeker!

1 Nisan 2014 Salı

Muhteşem ıslak kek

Her seferinde "oh iyiki yapmışım, sefam olsun!" dedirten, adeta "ya, yaz mı geliyor, mayo mu, bikini mi, boşveeeer!"e bağlayan nefis bir kek...
Tam bir ev keki, sosunun pişmesi ve çiğ yumurta ihtiva etmemesi de ayrıca muazzam bi durum.


kaynak: ( pastadefteri )

  • 3 yumurta 
  • 1 su bardağı şeker
  • 2/3 su bardağı zeytinyağı
  • 1 su bardağı süt
  • 2 çorba kaşığı kakao
  • 1 çay kaşığı karbonat
  • 3 su bardağı un
Sosu için:

  • 1 su bardağı süt
  • 1 su bardağı şeker
  • 1 çorba kaşığı kakao
  • 1/2 su bardağı zeytinyağı
Şeker ile yumurtaları köpürene kadar çırpın. Ardından sırasıyla zeytinyağı, süt, kakao ve karbonatı ekleyerek karıştırın. Unu eleyerek ekleyin ve yağlanmış fırın kabına krışımı boşaltın. (kare büyük boy bir borcamda yaptım ben, orjinal tarifte de öyleydi.)


Önceden ısıtılmış 170 derece fırında yaklaşık yarım saat pişirin.
Bu esnada sos malzemelerini sos tenceresinde karıştırın. Şeker eriyene kadar sosu ısıtın, sonra ocaktan alın.
Fırından çıkan keki ılıyınca kesin ve üzerine yavaş yavaş sosu gezdirin. Kek sıcak olursa, sosun pişmesine, o da kekin kurumasına neden olacaktır. O yüzden kekiniz ılık olsun.
Şimdi de bu muhteşem şeyi tüketme zamanı...
Ağzınızın tadı hiiiç eksik olmasın.

22 Şubat 2014 Cumartesi

Güveçte sucuklu peynirli yumurta ( mikrodalgada)

Hayatımızı kolaylaştıran onlarca alet ve makineye karşın hayatımız hep yetmeyen zamanlarla dolu...
Sürekli daha, daha, daha pratik olmaya, zamana karşı yarışmaya çalışıyoruz.
 Eskiye oranla anın tadını çıkarma potansiyelimin oldukça arttığını rahatça söyleyebilirim. Çünkü bu hayat benim ve onu yaşama şansı bana yalnız bir kez verildi. Yaşarken yaptıklarımsa benim tercihlerim ve aslında bu yalnız benim imtihanım...
Yaşarken yapmayı unutmadığım en önemli şeyse vicdanımı sürekli kontrol etmek!
Muhakkak empati kurmak, bu sizi çoğu zaman daha doğruyu yapmaya yönelten ilk adım bence.
Ve bazı şeyleri, hani derler ya, Allah' a havale etmek...O terazi hiç şaşmıyor, ve bazı şeylere gülüp geçmek, kesinlikle insana iyi geliyor.
İyi duyguların ve kaliteli zamanın giderek azaldığı günümüzde insan istiyor ki sevdiklerine az zamanda, çok ve büyük işler yapsın!
Bunun için vakti zamanında mikrodalga fırınla ilgili yoğun araştırmalar yaptım, çünkü nedense her zaman zararlı olduğuna ilişkin önyargılara karşıydım. Çünkü örneğin brokoli çok faydalı bir sebzedir ancak, siz onu 5 dakikadan fazla haşlarsanız vitamininin yüzde ellisini kaybedersiniz. Sonunda elinizde yalnızca posa kalır!
Bu noktadan bakıldığında durum farklılaşıyor. Dolayısıyla pişirdiği çorbayı, aynı tencerede ikinci kez ısıtıp içen biri, tek bir kasede ve yalnızca bir kez ısıtılan çorbayı içen birine göre çok daha sakıncalı bişey yapmış oluyor.
Yada dondurucudan çıkarılan ve oda sıcaklığında ( çabuk çözülsün diye, güneşe koyan var!) erimeye bırakılan bir et, neye yarar...
Bu konuda çok hassasım, yani tükettiğim gıdanın faydasını en yüksek düzeyde almalıyım mutlaka, yoksa zaten bir anlamı yok kerevizi, enginarı, eti, balığı kemirmenin...
Nihayetinde günün birinde hayatıma mikrodalga giriverdi ve bir daha asla çıksın istemiyorum. Bir yerine bişey olacak, bozulup birkaç gün bizden uzak kalacak diye de ödüm kopuyor.

Yumurtayı çook seviyorum ve bu faydalı gıdaya, özellikle alelacele yapılmayan haftasonu kahvaltılarımızda oldukça sık yer vermeye çalışıyorum.



Bu da onlardan bir tanesi, oldukça pratik ve nefis. Aslında farklı malzemeleri yada sevdiğiniz baharatları da kullanarak bambaşka bir yumurta çıkarabilirsiniz ortaya, o gün mutfakta ne varsa...


Ben yalnızca doğradığım domates ve biberi tavada az zeytinyağında hafifçe soteledim. Bunu yapmadan, direkt olarak da koyabilirsiniz, ben sadece sotelemenin lezzeti bi miktar artıracağını düşündüm. Eğer zaman darsa doğrayıp güveç kabına atıyorum. Üzerine dilimlediğiniz çiğ haldeki sucuğu ve ister doğranmış, ister rendelenmiş peyniri koyun. Sonra da hepsinin üzerine bir yumurta kırıp atın mikrodalgaya. Ben tek seferde iki kabımı da pişirebiliyorum. Yalnız en yüksek ayarı değil de daha düşük bir ısı ayarı seçerseniz daha iyi bir sonuç elde edersiniz.
Zaten yalnızca bu tabak bitirilse bile gayet yerinde bir kahvaltı yapılmış olur, yiyene de afiyet, bal şeker!