29 Kasım 2012 Perşembe

En Leziz Alışveriş Kulübü

Bilen bilir, gören görür; unnado.com ile alışverişe çıkan hep en uygun fiyatlısını bulur! Yalnız şimdiden uyarayım, bu alışveriş kulübünde dolaşırken kendinizi  kaybedebilirsiniz. Kendiniz ve çocuğunuz için alışveriş yapmaya doyamayacağınız unnado.com, ebeveyn olmaya doğru giden yolu bakın nasıl anlatmış!

Bu leziz videonun sahibi unnado.com; bakmaya doyamayacağınız, gezerken içinizin gideceği, ailelere özel bir alışveriş kulübü... Birbirinden sevimli ürünleri ve özel kampanyalarıyla unnado.com ’da tadından yenmez bir alışverişe çıkmaya hazır olun! Çocuğunuzun ihtiyaçlarını a’dan z’ye düşünen bu kulüpte alışveriş yapmanın tadı damağınızda kalıyor.

Bir bumads advertorial içeriğidir.

Tencerede ıspanaklı kolay pide

İnsanlara olan güvenimi kaybetmekten korkuyorum...
Çok bireysel ve bencil yaşıyoruz artık dünyayı, ve çok yalnız...
Durmadan yeni nesil şöyle böyle diye eleştiriyoruz. Yeni nesli yetiştirenin eski nesil olduğunu unutarak...
Kendi yalnızlığımızda, kendi dünyamızda boğulup gidiyoruz kimi zaman. Birinin çıkarlarına ters mi düştünüz, gelmedi mi birilerinin işine sizin yaptıklarınız, saniyede atıp satıyorlar sizi, o dakkada bulunmuyor sizden beteri...
Bir de dostluklar var böyle sandığınız...Meğer aramazsam, aranmıyormuşum. O derece gereksizmişim birilerinin hayatında. Onlar benim hayatımda kocaman bir bölgeyi işgal edip durmuşken yıllar boyu...Mutlaka iş, güç, zaman, vs, vs, vs...Harfi harfine benimsediğim bir gerçek var benim. "Bir şeyi gerçekten yapmak isteyen bir yol bulur, istemeyense mazaret!" Mckenzie' nin sözü, yerden göğe kadar doğru değil mi?
Bu kadar üzmeli mi insanoğlunun yaptıkları insanı,  bu kadarına izin vermeli miyiz, ya da hala bu şaşırmak niyedir yaradılana...Hala böyleyse duygularım, henüz bir parça daha umudum var demektir, hala bitip tüketememiştir kimse beni.
 Ne kadar yaralasa da hayat sizi, niye hala bu bitmeyen umut halleri? Yeni nesil mi kurtaracak bizi? Daha, özgüvenle şımarıklık arasındaki farkı ayırt edemeyerek yetiştirdiğimiz yeni nesil mi? "Hadi yerden çöpü al yavrum " dediğimde  " Ben atmadım ki!" deyip arkasını dönen yeni nesil mi? Çocukları asla suçlamıyorum bir çocuğum olduğundan beri. Ne yaparsa ne görürse ailesinden öğreniyor, bunu biliyorum çünkü. O çocuk benim aynam haline geliyor.
Çok geç olmadan özümüze dönmek, bir an önce paylaşmayı öğrenmek, "sevmek" ve "saymak" gerekiyor.

Bir çok yönden o kadar doluyum ki, söylenecekler sığmaz buraya, taşar gider. Ancak daha fazla kimsenin başını ağrıtmamak lazım. Kimse tıklamaz bir daha değil mi çok konuşuyor bu kız, sadete gelmiyor, ver vereceksen doğru dürüst yemek tarifini değil mi ama?


Pizza, pide, börek, çörek türü her türlü gıdaya bir aşk besleyen bendeniz kolaycacık bir pide tarifi sunuyorum sizlere. 1 pide ölçüsü veriyorum, bu ölçüyle iki kişi rahat doyuyor, doymayadabilirsiniz, bilemem o kadarını, kapasite meselesi. Ben ne olur olmaz iki tane yapıyorum mesela...
Pide için:

  • 2 su bardağı un
  • 2 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 1 çay kaşığı tuz
  • aldığı kadar su ( hamur ele yapışmayacak kıvamda olcak, hemen şekil alıyor zaten)
Üst malzeme için:

  • 300 gr ıspanak 
  • 1 kase küp küp doğranmış Ege tulumu
  • 1 tane soğan
  • tuz, karabiber
  • 1 tatlı kaşığı domates salçası+ 1 diş sarımsak

Ispanakları yıkayıp yaprak kısmını doğrayın. Üzerine sıcak su döküp hemen soğuk su gezdirin.
Hamuru yanmaz yapışmaz büyükçe bir tencereye elinizle açarak yayın. Tencereyi azıcık yağlamayı unutmayın bu arada. Hamurun üzerine salçanın içine rendelediğiniz bir tane sarımsağı sürün. Üzerine suyunu sıktığınız ıspanağı yayın. Yarım ay şeklinde doğrayıp az yağda karamelize ettiğiniz soğanları da ıspanağın üstüne yerleştirin. Küp peyniri, tuzu ve biberi de ekledikten sonra tencerenin kapağını kapatın ve kısık ateşte pişmeye bırakın. Yaklaşık 15- 20 dakikada pideniz hazır. Biraz dinlendirip servis yapın.


26 Kasım 2012 Pazartesi

AŞURE...

Biricik ingilizce öğretmenimiz, "sıra arkadaşım:))" Fatma' ya gelsin bu tarif!
Aşure yapmak için hiç bilgisayar başına oturmadım söylemesi ayıptır. 5 yılı devirdik,( 6. yıla girmemize az sayıda zaman kaldı ilan olunur!) beş yıldır hiç aksatmadım aşure yapmayı çok şükür. Hatta geçen yıl kucağımda Naz' la dağıttık aşurelerimizi, kızımın ilk dağıtım deneyimi...
Bu konuda zerre yardım almamamın sebebi de Hatice Sultan' dır yine. Yıllarca onu o kadar iyi gözlemlemişim ki neyin, hangi sırada ve hangi vakitte konacağına dair hiç tereddütüm olmadı  şimdiye dek.


Muharrem ayı gelmeden benim aşure nöbetlerim başlamıştı çoktan. Hatta geçen hafta sonu , akşamın bi vakti ben "aşure" diye tutturunca çaresiz kalan eşim Bolulu hasan ustaya yetiştirdi bizi. Evdeki gibi değil ama acil durumlar için birebir. Normali böyleyken siz benim hamile hallerimi bir düşünün bakalım...


Gelelim ölçülere, ilk günden beri zorlandığım tek konuya! Herşeyi göz kararı yaptığım için bu seferde yine aldım kağıdı kalemi elime, gözümün kararını ölçüye döktüm.

Ana malzemeler:

  • 4 su bardağı haşlanmış buğday
  • 2 su bardağı haşlanmış nohut
  • 2 su bardağı haşlanmış kuru fasulye
  • 5,5 su bardağı şeker
Arzuya göre içine ilave edilenler:

  • 1 kase minik minik doğranmış kuru kayısı
  • 1 büyük kase kuru üzüm (bir gece önceden şişsin diye sıcak suda ıslatılmış)
  • 1 kase fındık
  • yarım portakalın minik minik doğranmış kabuğu
  • 1,5 su bardağı süt
  • 3 yemek kaşığı nişasta
  • 40 gr ( 1 paket ) dolmalık fıstık
  • 1 kase minik minik doğranmış kuru incir
  • 1 kase önceden sıcak suda ıslatılıp kabukları soyulmuş badem
Üzerine serpiştirilenler:

  • 1 kase kavrulmuş susam
  • 1 tane ayıklanmış nar
  • 1 kase ceviz
Geceden ıslattığınız buğday, nohut ve kuru fasulyeyi iyice pişirin. 
Malzemeler iyice özleşip kaynaştığında sırasıyla badem, fındık, fıstık, kuru üzüm ve portakal kabukları ve kuru kayısıları ekleyin. Kuru incir ve kayısıları özellikle çok küçük doğrayın, zira aşure içerisinde giderek şişip büyüyor, kontrol altına almak lazım...


Sütü ilave edip karıştırın. Bu arada nişasta kıvamını ayarlamamızda, süt ise rengi konusunda bize yardımcı oluyor. 
Nişastayı suda inceltip karıştırarak tencereye ekleyin. Ardından şekeri ekleyin ve son olarak da kuru incirleri ekleyin. İnciri en son koymamızın sebebi dağılmasını önlemek. 
Yanmaz bir tavada susamları kavurun. Susam bizim oralarda aşurelerin olmazsa olmazlarından biridir. 
Ayıkladığınız narı, cevizi ve susamı üzerine dökerek servis yapın. Bu yıl bulduğum pratik bir servis şekli kavanozda sunmak. Uzak mesafeler için elbette. Tavsiye ederim.
Aşure pişen mutfağın bereketlendiğine inanırım ben hep, içim huzurla dolar. Mutfağınızdan bereketin hiç eksik olmaması dileğiyle...


23 Kasım 2012 Cuma

Nazilli usulü pırasa kavurması!

Akdeniz Üniversitesi 4 yıl boyunca araştırmış, karar vermiş, "Uzun Yaşam Merkezi" ilan edilmiş bizim Nazilli! Nazilli' nin girişinde yazar; "Dağlarından yağ, ovalarından bal akan şehir" diye... Öyledir, havası, suyu mis gibidir. Sebzenin meyvenin binbir çeşidi, en güzeli yok paraya satılır pazarlarda. Her gün bir pazar kurulur. Kızartma yaparken bile zeytinyağı kullanırız biz, o derece bol, lezzetli ve ucuzdur yağımız. Keke, kurabiyeye koyarız, gram kokusu gelmez.
Yoğurt, çökelek, tereyağı köylü teyzelerden alınır market yerine. 
Daha aklıma gelmeyen onlarcası...
Pek güzel, pek sağlıklı büyümüşüz, şimdi şimdi anlıyoruz bunu. 


Nazilli usulüyle bir pırasa tarifi vereyim istedim, kuru biberli. Eğer mutfağınızda pişecekse bu yemek, sofranızda ekmeğe genişçe bir yer açın,zira bolca tüketeceksiniz...


  • 1 kg ince ince doğranmış pırasa
  • küçük bir kase kuru biber
  • 1 tatlı kaşığı domates salçası
  • 1 tatlı kaşığı toz kırmızı biber
  • 2 yumurta
  • zeytinyağı
  • tuz
Pırasaları rengi iyice dönene kadar zeytinyağında  kavurun. 2 parçaya ayırdığınız kuru biberleri de tavaya ekleyin.  Salçayı ve toz kırmızı biberi, tuzunu da ekleyerek güzelce pişirin. Son olarak yumurtaları kırıp dağıtın. Kapağını kapatıp 5 dakika dinlendirin. Önden acılı, börülceli bir tarhana çorbası, ardından bu nefis pırasa kavurması...Gayet hafif ve lezzetli bir öğün oluşturacaktır.


17 Kasım 2012 Cumartesi

Yufkadan pizza!



Off, ki ne of!
Mükemmel...
Şölen, şölen...
Gecenin bi saati yazmaya oturursan böyle çıldırırsın işte Melike Hanım!
5 dakikada nefis pizzanız hazır. Yeter ki dolabınızda yufkanız olsun. Üst malzemeyi siz de türetebilirsiniz bence zevkinize göre.
Yapım aşamasındayken tek bir yufkadan yapılan bir pizzayı gayet küçümsemiştim aslında. Yeterince doyurucu olmayacağı kanısındaydım. Yedikten sonra anladım ki, doyuruyormuş!
Bu arada bugün arşivime göz attım, biraz eskilere, hatta ilk yazılarıma gittim. Ve bir gerçek tokat gibi patladı yüzümde! Ben ne kadar iştahlı, ne kadar obur bir insanım yahu. Çocukken de böyleymişim, hala aynıyım.
Gecenin onbirinde, -sabah 06:00' da güne başlanıyor bu arada dikkatinizi çekerim- Naz' ı uyuttuktan sonra usul usul, tüm sevimliliğimle eşime acıkıp acıkmadığını sorarım. O güzel insan da hiç kırmaz beni, "tamam ne yiyoruz" der hemen. Ama bilirim, o benim kadar aç değildir. Ama neden?
Hep böyleydim ben...
Hayatıma rejim, diyet, light kelimeleri hiç girmedi. Bir gün girecek olursa da epey zorlanacağımdan eminim.
Yaşasın yemek yemek ve yemek yapmak!
Seviyorum sizi...



İşte o nefis ve kolay pizzanın malzemeleri ve tarifi:
1 yufka üzerinden veriyorum malzemeyi.

  • 1 tane yufka
  • yarım çay bardağı zeytinyağı
  • yarım çay bardağı süt
  • 1 tane rendelenmiş domates
  • 1 tatlı kaşığı domates salçası
  • 1 diş sarımsak
  • rendelenmiş kaşar peyniri
  • dilimlenmiş sucuk
Yanmaz tavaya yufkayı parçalayarak yerleştirin. İlk katın üzerine zeytinyağı ve süt karışımından dökün. Yufka bitene kadar bu işlemi tekrarlayın.
Bu noktada dikkat edilmesi gereken nokta, ocağın altının kısık vaziyette olması.
Yufkanın üzerine ayrı bir yerde pişirdiğiniz domates, salça, sarımsaktan oluşan sostan sürün. Bunun üzerine kaşar rendesi ekleyin. Üzerine sucuk dilimlerini yayın. Tekrar kaşar rendesi serpin ve kapağını kapatarak pişmeye bırakın. Kısa bir süre sonra pizzanız hazır. Sakın çok bekletmeyin, hemencecik tüketin bu güzelliği!




16 Kasım 2012 Cuma

Perişan kurabiye


Bugünkü tarifim Hatice Sultan' dan...Pamuk elli, güzel annemden...
Çocukluğum komşuluğun harikulade yaşandığı bir apartmanda geçti. Komşuda pişen mutlaka bize de düşerdi. Yemekler alınır, verilir, tabaklar asla boş geri verilmezdi. " Kokmuştur, size de getirdim bir tabak" diye çalınırdı kapılar.
O günlerden bugüne miras kalan onlarca tarif var zihnimde. Her yapışımda, aklımın bir köşesine illaki gelir ve anmadan geçemem eski komşularımızı.
Annem tarif defterine geçirirken, tarifi aldığı kişinin ismiyle yeniden adlandırırdı yemeklerin ismini. Bu kurabiye mesela, Songül' ün Perişan Kurabiyesi' dir. Ahu' nun tuzlu simidi, Gülnihal' in şam tatlısı ilk aklıma gelenler...


Aklıma düştü geçenlerde. İçi şöyle dolu dolu, çerezli...Malzemesi az, şekil vermekle de uğraştırmıyor, kopar at durumu söz konusu...Bir de, uzun zamandır unuttuğum bir tat, özlemişim...

  • 2 su bardağı şeker
  • 1 paket oda sıcaklığında margarin yada 250 gr tereyağı
  • 4 su bardağı un
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • 2 yumurta
  • yarım su bardağı ceviz 
  • yarım su bardağı kuru üzüm
  • yarım su bardağı badem
Çerezleri evinizdeki malzemelere göre değiştirebilirsiniz. Bir de kıyılmamış olacaklar mutlaka. Lezzeti katlansın diye!


Yumurta, şeker ve yağı bir kapta karıştırın.
Üzerine un, kabartma tozu ve vanilyayı ekleyin.
Hamurunuza son olarak çerezlerini ekleyin ve karıştırın.
Tezgahın üzerine aldığınız hamurdan küçük parçalar kopartın ve koparttığınız parçalar üste gelecek şekilde yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine yerleştirin.
Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 25 dakika, üzeri kızarana kadar pişirin.


13 Kasım 2012 Salı

Kuzu gömleği dolması

Her "anne! " deyişinde annemm" diye karşılık verdiğiniz kızınız gün gelir size "ANNEMM" diye seslenmeye başlarsa...Var mı bundan daha büyük bi mutluluk! İnsan böylesi bir güzelliği hak edecek ne yapmış olabilirim diye sormadan edemiyor kendine.  O minik dudaklar her gün yeni bir kelime öğreniyor, her gün yeni bir telaffuz...Birbirinden cimcime sözcükler silsilesi...

Hayatımızın en güzel, en keyifli yeri, kızımız...

Hayatımıza güzellik katan bir başka değer, en leziz vazgeçilmezimiz ( Naz' dan sonra!) mutfağımızda pişenler...


Bugünkü menümüz biraz ağır gibi gözükse de yenen türlü yemek arasında en hafifi oldu yendikten sonra. Midemizde hiç sorun yaratmadı. Gayet lezizdi, gayet hoş ve gayet farklı. Üzerine sıkılan bol limon da çok yakıştı kendisine.
Benim için bir ilkti. İçinde ciğer var, nasıl olur acaba derken yendi, bitti, gitti...
Ciğerle aram pek yoktur da, o bakımdan.



Gelelim gömleğimizi doldurmak için gereken malzemelere:

  • 1 tane kuzu gömleği
  • 1 kuzu ciğerinin yarısı
  • 1 tane büyük boy kuru soğan
  • 1 su bardağı pirinç
  • kıyılmış maydanoz
  • zeytinyağı
  • tuz, karabiber
  • dolmalık fıstık ve kuş üzümü
üzeri için:

  • 2 kaşık yoğurt
  • 1 yumurta sarısı

Gömleği yarım saat önceden ılık suyla ıslatın. Su sıcak olmasın.
Bu arada ciğeri ince ince doğrayın ve az yağda kavurun. Soğanı incecik kıyın ve ekleyin. Ardından yıkadığınız pirinci ekleyin ve kavurun. Dolmalık fıstığını ve üzümünü ekleyin. Bizim evde bu ikisinin pilavda yeri yok, kimse tarafından sevilmiyor, o nedenle eklemeyi aklımın ucundan bile geçirmedim. Beyaz iç harcına da tahammülüm olmadığından 1 tatlı kaşığı kadar biber salçası ekledim. Maydanozu ve  1,5 su bardağı sıcak suyu ekleyip pilavı kısık ateşte pişmeye bıraktım.
Bu arada gömleği yıkayıp 15 cm' lik karelere bölün. Her bir parçayı küçük bir kase yada kepçe içine yerleştirin. Ortasına hazırladığınız iç pilavdan koyun. Dışarda kalan kısımları içe doğru kapatın. Ve bu şekilde fırın kabınıza ters çevirerek yerleştirin. Üzerine yoğurt ve yumurta karışımından sürün. 230 derece fırında üzeri kızarana kadar pişirin.

6 Kasım 2012 Salı

Palamut pilaki

Balığın bu sebzeli hallerine bayılıyorum. Mesela hamsi buğulamayı çok geç keşfettim, ama en çok ben sevdim. O ne güzel bişey ya...Hamsiler şöyle iyice bi lezzetlense de yesek şöyle  ağız tadıyla...
Şu sıra palamut bolluğu yaşanıyor. E değerlendirmek lazım bu bolluğu. Benim de ilk kez denediğim ama çok başarılı bulduğum bir tarif. Sosun balıkla buluşması, kaynaşması filan...


Biz 4 kişi için 2 tane palamut kullandık. Palamutları balıkçınızda dilimletirseniz işiniz daha da kolaylaşır.

  • 2 tane palamut
  • 3 tane az haşlanmış patates
  • 3 tane rendelenmiş domates
  • 3 tane yeşil biber
  • 3-4 diş sarımsak
  • 2 tane kuru soğan
  • 1 limon suyu
  • zeytinyağı
  • kıyılmış maydanoz yada dereotu
  • 1 tatlı kaşığı biber salçası
  • 2 tane kesme şeker
Sosu için ince ince doğradığınız soğanları sos tavasında kavurun. İçine sarımsağı ekleyin. Sonra sırasıyla ince doğranmış biberi, rende domatesi, yarım su bardağı kadar suyu, limon suyunu, kıyılmış maydanozu yada dereotunu, şekerini ve tuzunu ekleyip kıvamını alınca ocaktan indirin.
Az miktarda haşladığınız patatesleri kalınca dilimleyin. Her iki dilim balığın ortasına bir dilim patates konulacak.
Fırın kabına sosun yarısını boşaltın. Üzerine palamutları arasına patatesini koyarak yerleştirin.
Kalan sosu da balıkların üzerine boca ederek önceden ısıttığınız 200 derece fırında 30 dakika kadar pişirin.
Sonra ne mi yapın? Sosu içine çekmiş nefis balıklarınızı afiyetle yiyin.

4 Kasım 2012 Pazar

Domatesli şehriye çorbası


Domateslerin bizi yavaş yavaş terketmeye başladığı şu günlerde, yaz domatesinin tadını bir kez daha çıkarmak adına ve Nazıma yarasın, şifa olsun şerefine yaptığım, son derece leziz bir çorbadır.
Domates hala var pazarda, kış boyu da olacak ama kimse bana artık o domateslerden aldıramaz. Zamanında anneme ne çıkışırdım, " millet salça yapacak, sen bize hala domates yedirmedin!" Sebze- meyve konusunda ne bilinçli kadındı annem, şimdi iş başa düştükçe anlıyorum. Aynı yoldan gidiyorum, yarın bir gün Naz da bana böyle çıkışır mı acaba?
...
Hazırda et suyunuz varsa ve mümkünse et suyuyla yapın bu çorbayı, tadına doyamazsınız.



  • 3 tane rendelenmiş domates
  • 4 bardak kadar et suyu
  • 1 çay bardağı tel şehriye
  • 1 tatlı kaşığı biber salçası
  • zeytinyağı + tereyağı
  • kıyılmış maydanoz
  • tuz
Tencerede yağı eritin. Domatesi ekleyerek güzelce pişirin. Domates kıvama geldiğinde salçayı ekleyin ve et suyunu ilave ederek karıştırın. Kaynamaya başladığında şehriyesini ilave edin. Tuzunu ayarlayın. Ocaktan aldığınızda kıyılmış maydanozu da tencereye ekleyin ve kapağını kapatın. Servis yaparken yanına bir dilim limon ekleyebilirsiniz. Afiyet olsun.

Patates pizzası


 En favori kahvaltılıklarımdan birisi. Tam bana göre. Yalnız bu seferki biraz acı olmuş, içine koyduğum yeşil biberden dolayı kabul ediyorum. Naz biraz yedikten sonra "aci, aci" demeye başladı...


İşte malzemeler:

  • 1 tane kuru soğan
  • 4-5 tane patates
  • 3-4 tane yeşil biber
  • sosis
  • 1 kase rendelenmiş kaşar peyniri
  • sucuk
  • Zeytinyağı
  • tuz, kekik, kuru fesleğen
Yarım ay şeklinde doğranmış soğanı yağda kavurun. Patatesleri küp küp doğrayıp soğanlarla kavurmaya başlayın. Patatesler piştiğinde sırasıyla biberi, sucukları ve sosis ekleyin. Ocaktan almadan önce tuzunu ve baharatını ekleyin. Fırın kabına alın ve üzerine kaşar rendesini yayın. Önceden ısınmış fırında kaşarlar eriyene kadar pişirin. Fırından çıkar çıkmaz servis etmeyin, biraz bekleyin. Aksi halde ilk kestiğiniz dilimin şekli için garanti veremiyorum.