31 Mayıs 2013 Cuma

Kalamar tava ve tarator sos

Bayılıyorum bu muhteşem çıtırlığa...
Bir de sosu yanında, onsuz olmaz elbette...Ben her seferinde sosu biraz bol tutuyorum, eşimle ekmeğimizi bandırıp, tabağı tertemiz yapıp bırakıyoruz vallahi!
Balık sofrasına mükemmel uyum sağlar, ama sırf keyif için tek başına yapılıp, yanında tercih ettiğiniz güzel bir içeceğinizle birlikte unutulmaz bir ana dönüşebilir. Yanında bir de keyif veren insan ya da insanlar ile birlikte elbette...


Kalamar halkalar halinde alınır ve mutlaka bir gece marine edilerek bekletilmesi gerekir.
Marine için:

  • 1 çay kaşığı tuz
  • 1 çay kaşığı şeker
  • 1 şişe soda
  • yarım limon suyu
Bu öiçüler yarım kg kadar kalamar için yeterli gelecektir.
Bir gece boyunca bu sosta ve buzdolabında beklettiğiniz kalamarı ertesi gün çıkarıp pişirmek için ise:

  • küçük bir kase un (ben tam buğday unu kullanıyorum, o yüzden böyle esmer esmer oldular iyice)
  • 1 çay kaşığı tuz
  • kızartmak için zeytinyağı


Sularını şöyle bir süzdürdüğünüz kalamarları un ve tuz karışımına bulayın. 
Kenarları yüksekçe olan ve kolay ısınan bir tavaya kalamarın içinde hapsolacağı yani içine gömüleceği kadar bol miktarda yağ koyun. 
İyice ısınan yağa kalamarların bir kısmını atın, çok fazla kalamarı bir arada pişirmemeye gayret edin. Zira yağı soğutmadan çok kısa bir sürede pişmeleri gerekiyor. 2 ila 3 dakika kadar yüksek ateşte pişen kalamarı hemen ocaktan alın. Pişirme süresi çok önemli, çünkü az pişerse çiğ kalır yenmez, çok pişerse de lastik gibi olur, tadı olmaz. Altın sarısı rengini bulduğunuz o ilk bir iki dakika içinde hemen ocaktan alıp yağlı kağıt serdiğiniz tabağa koyun.
Sıra geldi sosuna:
  • 4 yemek kaşığı yoğurt
  • 2 yemek kaşığı mayonez
  • 2 yemek kaşığı galeta unu
  • yarım limon suyu
  • 2-3 diş dövülmüş sarımsak
  • tuz
Bu karışımı güzelce karıştırarak sos tabağına alın, yanında çıtır çıtır kalamarlarınızla birlikte bandıra bandıra lezzetin dibine vurun.
Of, nefis!
Sanırım bu akşam tekrar kalamar pişecek bizim mutfakta!


28 Mayıs 2013 Salı

Karadut reçeli


Tam zamanı şimdi, vakit geçirmeden yapmalı, bu tattan mahrum kalmamalı.
Haftalardır bu tadı Naz' la paylaşmak için çok niyetlendim, denedim, tadını bulamadım, beğenmedim, almadım. 
Nihayet geçen hafta başında bir velim kocaman bir paket yapıp göndermiş evlerinin bahçesinden. Nasıl güzel, nasıl lezzetliler anlatamam. Kendimi frenleyerek yedim resmen, bırakamadım elimden.
Bereketi boldu bizim dutların, bir de reçelini yapayım dedim. İyiki yapmışım, enfes bişey oldu. 
  • 1 kg karadut
  • 4 su bardağı şeker
  • 2-3 damla limon suyu
  • 1 çay kaşığı tereyağ
Dut çok dayanıklı bir meyve olmadığından öyle uzun uzadıya şekerde bekletmedim. Nazikçe yıkadığım dutların üzerine şeker ekleyip en çok 2 saat kadar bekledim. Asla ekstra su eklemedim, hiç adetim değildir kaldı ki reçele su eklemek, tadını bozacağını düşünüyorum. Sonrasında kısık ateşte pişmeye bıraktım.
Kaynadıktan sonra yağını ve limon suyunu ekledim. Tereyağ daha parlak olmasını sağlıyor, hep ekliyorum, bir de hiç köpüklenmez, tam kıvamını bulur benim reçellerim, katkısı vardır elbet!


Naz' la ben tatlı niyetine kaşık kaşık yedik, sonra kavanoza doldurmaya karar verdik. Kızarmış ekmek ve peynirle çok yakışacağını düşünüyorum ve bunun için sabırsızlıkla hafta sonunu bekliyorum...

27 Mayıs 2013 Pazartesi

İşkembe çorbası


Severim kendisini, hem de çoook!
İşkembesini kendim temizlediğim de olur, eşimin "tazecik bu, yapmıyorsun ne zamandır" deyip elinde koca bir işkembeyle çıkıp geldiği de...
Zevkle, severek pişiriyorum ben de, sözünü ettiğim gibi, çok da seviyorum.
Pişirirken çıkardığı koku çok da hoş olmayabilir belki ama kokuyu evinizden göndermek 1 kase sirkeye bakar değil mi?

Kendiniz temizleyecekseniz güzelce yıkadıktan sonra sirkeli suda bekletmeli ve ardından yarım çay kaşığı kadar karbonat eklenmiş suda güzelce pişirmelisiniz. Sonrasında üst kabuğunu sıyırmak kolaylaşacaktır.
Bildiğiniz ve güvendiğiniz yerden hazır aldığınızda ise sadece aynı miktar karbonatla haşlamak yeterli gelir.
Bu işlem sonrası işkembeyi istediğiniz oranda küçülterek doğrayın. Ben ve eşim biraz irice seviyoruz, yani  çorbanın içinde belli etsin kendisini istiyoruz.
Tencereye bir miktar zeytinyağı ve iki kaşık dolusu un koyun. Unu kokusu çıkana kadar kavurun. Ardından 4-5 su bardağı kadar su ekleyin ve kaynamaya başladığında işkembeyi ekleyin. Tuzunu ayarlayın ve 1-2 taşım daha kaynadıktan sonra ocaktan alın.
Ve en can alıcı noktası, tadını veren sosu elbette ki...
7-8 diş dövülmüş sarımsağı sirke ile karıştırın. Bu sosun yanı sıra limon suyu ve bolca pul biber benim vazgeçilmezlerim.
Şu an saat 23:30 ve aslında tam da zamanı sanki bu çorbanın!
Olsa da yesek hani...


25 Mayıs 2013 Cumartesi

Kıtır biberli, yoğurtlu patates

Hafta sonu kahvaltılarında sıklıkla yaptığım ve hiçbir zaman geri çevrilemeyecek kadar güzel ve o kadar kolay  enfes bişidir kendisi!
Özelliği patatesi kızartıyor olmamanız. Zaten çok uzunca bir süredir bizim mutfakta hiçbir şeyin kızardığı yok.
Ya fırına gidiyor yada 1 kaşıkçık zeytinyağ ile tavaya.


İnce ince doğradığınız patatesleri bir kaşık kadar zeytinyağ dökülmüş tavaya yayın. Orta ateşte kapağını kapatarak pişmeye bırakın. Ateşin etkisiyle bir süre sonra patatesin tavaya dönük yüzü hoş bir renk alarak kızaracaktır, ters yüz edin spatula ile.
Bir yandan da 1-2 diş sarımsak eklediğiniz süzme yoğurdu hazır edin.
Eğer varsa ve mümkünse geçen yazdan kuruttuğunuz biberleri de patatesi aldıktan sonra tavaya ilave edin ve 1-2 dakika çatlayıp patlamasına izin verin, çıtır çıtır olsunlar.
Servis tabağına aldığınız patatesin üzerine yoğurdu, ardından biberleri ekleyin.
Azıcık tereyağında yaktığınız toz kırmızı biberi de şöyle bir gezdirdiniz mi üzerine, of hadi afiyet bal size!

Kağıt helvalı kolay pasta

Ardıma dönüp bakmak ve "Ne salakmışım, ne üzmüşüm, ne paralamışım be kendimi, yazııık!" demek istiyorum...
Yaşadıkça öğrenmek bitmiyor vesselam...
.............
Öğretmenler odası dışarı taşındığından beri muhabbetler daha bir koyu, keyifler açık havada daha bir yerinde,  ziller daha çabuk çalıyor ve aynı zamanda!
Okulumuzun çalışkan insanı Ali Bey tarafından avuç avuç toplanmış ve yenmeye doyulamamış ( özellikle sevgili Ayten hocam ve bizzat kendim tarafından) ahududular aşağıda poz verenler. Sadece görüntüsü yetmez mi bunların?..Tadı apayrı bir şey elbette...Muazzam!


Bir de yine görür görmez vurulduğum başka bir şey var, kağıt helvalı bu pasta...
Kağıt helvayı zaten çok severim, bu da cuk oturdu üstüne. Aynı akşam iki koca dilimi ben tükettim, mest oldum. Hatta ikinci dilimi yatmadan henüz birkaç dakika önce tüketip altın vuruşumu yaptım. 
Tabi aynı zamanda başka bir tavsiye size, lütfen pastanızın donmasına izin verin. Aksi takdirde fotoğraflarda da görüldüğü üzere, pastacık henüz kendine gelememiş olacak ve evresini tamamlayamadığından kremasını akıtma eyleminde bulunacaktır.


Malzemeler:
( kaynak: mutfakpenceremden )
  • 4 tane kağıt helva
  • 125 gr çikolatalı tahin helva
  • 3 yemek kaşığı süt
  • 2 yemek kaşığı kakao
  • 1 kibrit kutusu kadar eritilmiş bitter çikolata
  • 1 yumurta

Tahin helvayı sütle krema haline gelene kadar iyice ezdikten sonra içine yumurta, kakao ve erimiş çikolatayı ekleyin. Hazırladığınız kremadan kağıt helva üzerine bir miktar sürün. Aynı işlemi 4 kat için de tekrarlayın. Kalan krema ile pastanın üzerini ve kenarlarını kaplayın. 
Buzdolabında 1-2 saat kadar dinlendirdikten sonra afiyetle tüketin. Farklı meyveler, kuruyemişlerle de renklendirilip tatlandırılabilir kanımca...



16 Mayıs 2013 Perşembe

Dereotlu poğaça


Havanın bu muazzam dengesizliği karşısında ben de yörüngemden kaymış durumdayım. Ne duygu durumum yerli yerinde, ne vücut sıcaklığım, ne başımın ağrısı, ne de uykum...Marmaris' in zaten pek de dengesi yerinde olmayan havasına uydu tüm vücudum, zira saati saatine uymuyor.

En sevdiğim cinsinden, dereotlu poğaçam var bugün yayında. Dereotu, peynir, poğaça...Güzel bir uyum...

  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 1 çay bardağı yoğurt
  • 1 yumurta
  • yarım demet kadar kıyılmış dereotu
  • 1 paket kabartma tozu
  • aldığı kadar un
İç malzeme:

  • 1 kase beyaz peynir
Tüm malzemeleri ( yumurtanın sarısı hariç) bir kaba koyun ve azar azar un ekleyerek yoğurun.
Elde ettiğiniz hamur kulak memesi kıvamında bir hamur olmalı.
Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar kopartıp avcunuzla açın. Ortasına peynirini koyup, hamuru yuvarlayarak kapatın ve yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine yerleştirin. Bu şekilde yarım saat kadar dinlenmesini sağlayın.
Çırpılmış yumurta sarısı sürdüğünüz hamuru önceden ısıtılmış 180 derece fırında üzeri kızarana kadar pişirin.



En fazla yarım saat tanıyın onlara, sonra derhal ve mutlaka çay eşlik etsin kendilerine. 

Kandiliniz mübarek, ettiğiniz tüm dualarınız kabul olsun. Ülkemizde huzur, barış ve kardeşlik hüküm sürsün. En büyük dileğim budur benim. Yüreğimiz artık acıyla kavrulmasın. Annelerin feryadı dağlamasın yüreğimizi. Elimiz böğrümüzde kalmasın, ateş düştüğü yeri yakmasın bir daha. Küçücük bedenler, gencecik canlar bedel ödemesin bu ülkede. 


15 Mayıs 2013 Çarşamba

Patatesli bulgur pilavı


Bu ev benim tüm ilham perilerimi alıp götürdü!
Sakin, dingin ve huzur içindeki halim ve tavrımdan sıyrılıp hiçbir "ekran" karşısına geçesim gelmiyor artık...
Haliyle son zamanlarda "yeni bişeyler yazmaz oldun!" cümlelerini sıklıkla işitir oldum. Sonuç olarak ve anlaşıldığı üzere iş başındayım, beni bekleyen arşivdeki onlarca fotoğrafım artık su yüzüne çıkmalı galiba...

Mevcut pilavları biraz renklendirmek ya da farklılaştırmak adına bu tarif.
  • 1 tane patates
  • 1 su bardağı bulgur
  • 1 tane kuru soğan
  • 1 yemek kaşığı biber salçası
  • 1 tatlı kaşığı nane
  • zeytinyağ + tereyağ
  • tuz, karabiber



Patatesi küçük küpler halinde doğrayın. Tencereye yağı, patatesi ve ardından soğanı ekleyip soteleyin. 
Salçayı ve yıkadığınız bulguru ekleyip iyice karıştırın. 2 su bardağı kadar su ekleyip kısık ateşte pişmeye bırakın. Tuzunu ilave etmeyi de unutmayın. 
Pişmeye yakın karabiber ve naneyi ilave edip karıştırın.  





10 Mayıs 2013 Cuma

Zeytinyağında marine beyaz peynir


Damağımın vazgeçilmezi, "başka bişeycikler olmasın, bir tek o olsun bana yeter!" dediğim yegane kahvaltılığım, atıştırmalığım, kaçamağımdır peynir. Sadece peynir, zeytinyağı ve ekmekle bile yaşayabilirim ben. Bir de acı biberlerim lütfen!
Aslında tam da bu saydıklarımı ihtiva eden leziz bişey oldu bu bir kavanoz peynir...Ve aslında biz bu güzelim kavanozu kahvaltı masamızdan çok akşam yemeklerimizin keyif yapma kısmında gördük. Bayılırım bu şekilde peynir tırtıklamaya yemekten sonra, özellikle açık havada ve yanında yine keyifli bir içeceğimle...Azıcık ondan, birazcık da bundan, biraz da muhabbet koy üstüne, of!


Görüntüler de zaten yine böyle bir keyif durumundan, yine bir akşam vakti...

Aroması süper, üstelik ben taze biberiye kullanamadım, evde kurutulmuşu vardı, tazesi olsa nasıl olurdu varın siz düşünün yani.

Malzemeler
(Kaynak: limonlukek )
  • yarım kg kadar sert beyaz peynir
  • 1-2 dal taze biberiye 
  • 2-3 diş sarımsak
  • 1 su bardağı zeytinyağı
  • 1 tatlı kaşığı pulbiber( isteyen miktarı artırsın)
Geniş ağızlı bir kavanoza küçük küpler halinde kestiğiniz peynirleri koyun. Ardından doğradığınız sarımsağı ve  biberiyeleri aradaki boşluklara yerleştirin. Pulbiberi serpin ve son olarak zeytinyağını ekleyip kapağını sıkıca kapatın. En az bir gün beklemeli diyor tarif sahibi, ben daha uzun süre bekledim arzu ettiğim tada ulaşabilme tutkusuyla...Beklediğime değdi, tadını pek beğenmediğim bir peynir kullanmıştım üstelik bu işlem için. Damağımda bir türlü yuvarlayamadığım o peynir bile bambaşka bir lezzete büründü, inanamazsınız!
Hatta kavanozdaki peynirin tükendiğini görünce yeni peynir küpleri yapıp onları soktum devreye, bu lezzet bitmesin diye.

3 Mayıs 2013 Cuma

Bayat ekmek değerlendirme etkinliği: Fırında peynirli yumurtalı ekmek

Geçen hafta sonu evde, birkaç dilim bayatlamaya yüz tutmuş ekmek  bulundu ve hemen nasıl daha leziz bir halde tüketilir diye düşünüldü...
Üzerine yumurtalı bir karışım hazırlandı ve fırına gönderildi.
Sonuç gayet başarılıydı, bir anda afiyetle tüketildi, sıcak sıcak....



  • İnce dilimlenmiş ekmek
  • 3 yumurta
  • 1 kase peynir( dilediğiniz peynir olabilir bence, ben kaşar kullandım mesela)
  • 1 tane domates
  • 2 tane yeşil biber
  • 1 yemek kaşığı zeytinyağı
  • arzuya göre salam yada sucuk dilimleri
  • tuz, karabiber, pulbiber, kuru fesleğen
  • ben bir de süt kaymağı ekledim, daha yumuşak olur diye...
Peyniri rendeleyip, domates ve biberi küp küp doğradıktan sonra tüm malzemeleri bir kaba alarak güzelce karıştırın. Sucuğu ister benim yaptığım gibi üzerine yerleştirin yada onu da içine doğrayın.
Yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine yerleştirdiğiniz ekmek dilimlerinin üzerine karışımdan bolca sürün.
Önceden ısınmış 150 derece fırında üzeri kızarana kadar pişirin.